Bu durum, El-Fetih gibi Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin ve Hamas gibi Katar ve Türkiye’nin etkisinde olmadığı için Siyonist oluşumla çatışmada herhangi bir sınırlamaya bağlı kalmayan İslami Cihad gibi bir hareketin varlığının İsrail’de doğurduğu endişelerin artmasına yol açtı.
Hamas’ın askeri kanadı, siyasi kanadın İran’ın bölgedeki programına en ilgisiz olduğu dönemde dahi Tahran’ın yardımlarından yararlandı. Bu yardımlar sayesinde de İsrail’in 2014’teki Gazze saldırısından zaferle çıkmayı başardı. Bu, bir yorum değil; Hamas liderlerinin açıkça ifade ettiği bir durumdur.
"Filistin devletinin sınırları olarak 4 Haziran hattının kabul edilmesi, Filistin devletinin topraklarının %80'i üzerine kurulan ‘İsrail devletini’ dolaylı olarak komşu ülke olarak tanımaktır. Yani özetle, biz FKÖ tarafından kabul edilen ve İsrail'in uygulamayı reddettiği iki devletli çözümün karşısındayız."
Ala İbn el-Müseyyeb’den, o da babasından şöyle rivayet etmektedir. Ben, Bera İbn Azib ile karşılaştım ve kendisine şöyle dedim: Müjdeler olsun sana! Hz. Peygamber (s.a.a.) ile sohbette bulundun. Rıdvan Biatinde de bulundun. O da ‘Ey kardeşimin oğlu, sen sonradan neler ihdas ettiğimizi bilmiyorsun?’ dedi. (Buhari)
Ebu Mücahid: İsrail rejimi, yenilgiyi kabul etmemekte kararlı bir Filistinli kuşağıyla karşı karşıya
"Saddam’ın Kuveyt’e girdiği haberlerini aldığımız gün, Kum şehrindeydim. O anda aklıma gelen tek şey, Kuveyt Hapishanesi’nde bulunan ve aralarında Seyyid Mustafa Bedreddin’in de olduğu tutuklulardı. Kendi kendime, Saddam’ın girmesinden sonra kaderlerinin nasıl olacağını soruyordum.” El-AMAN Stratejik Çalışmalar Ağı Koordinatörü Enis Nakkaş, El-Menar web sitesine böyle konuştu.
Nisan ayında Wall Street Journal’da yayınlanan bir makaleye göre istihbarat raporları, İran’ın bu yılın başlarında Gazze'de yeni tünel inşaatlarını ve roket tedariklerini finanse etmeye başladığını gösteriyor, dolayısıyla da ilave fonlar, yeni başlayan bu projeyi hızlandırabilir.