İkisi de suda şehid olmuştular ve su bedenlerini aynı noktaya getirmişti. Çok şaşırtıcı bir durumdu. Hüseyin'e “Bunu nasıl bildin?” diye sordum. Bana, “Önceki gece rüyamda Ekber Musayipur’u gördüm, bana esir alınmadıklarını ve şehid edildiklerini söyledi” dedi. “Yarın bu saatte döneceğim ve Sadıki de ertesi gün dönecek ” dedi diye de devam etti.
29.12.2020
25.12.2020
22.12.2020
24.11.2020
8.06.2020
14.01.2020
Hüccetü’l-İslam Seyyid Haşim el-Haydari ile söyleşi, Erbain törenlerindeki yürüyüş ve onun fırsatları ekseninde olacaktı; ancak randevu günü o kadar sıcak ve samimi karşılandık ki bu fırsattan yararlanıp başka sorular da sorduk. Bölgedeki yeni gelişmeler, Direniş Ekseninin durumu, Suudi liderlerin davranışları, Amerika’nın bölgedeki rolü, Devrim Lideri’nin Batılı gençlere iki mektup yazmasının sebebi gibi konular asli sorularımız oldu.
"1982’de Hizbullah oluşum halindeydi. Emel hareketinde Şiilerden ve diğer taifelerden müminler, gece namazı kılanlar da, içki içenler de vardı. O dönemde daha dindar ve omurgalı olanlar, İran İslam Devrimi’ni model alan bir örgüt kurma kararı aldılar."
O, 20 yıl önce bir hareket başlattı, şu an 15 milyon dostu var. Hem de ne dost! Öyle dostlar ki mermilerin önünde duruyorlar. Orada iken anladım ki 5 iş gününde 3 buçuk saat boyunca gösteri yapıyorlar. Bütün bu süre boyunca 170 şehit verdiler. Ben gözlerimle gördüm onların gençleri Nijerya ordusuna “biz şehadet niyetiyle geldik, sizin mermilerinize hazırız” diyordu.
Lübnanlı araştırmacı-yazar Enis Nakkaş, 2. Ortadoğu Barış Konferansı için geldiği İstanbul'da Medya Şafak’a röportaj verdi.
Bu ay sosyal medyada “Filistin’i Özgürleştirmek için Arap Direniş Hareketi” (Hareketü’l-Mukavemeti’l-Arabiyye li-Tahriri Filistin) adlı Filistinli yeni bir direniş fraksiyonu ortaya çıktı. Her hâlükârda bugün hareketin genel sekreteri Ebu Ali ile bir röportaj yapabildim. Görüşme netlik kazanması için biraz özetlenmiştir.
Ve Ruslar Hizbullah'ın Suriye çöllerinde 50 derece sıcakta ve dağların zirvelerindeki kar fırtınaları içinde eksi 14 derecede dövüşen savaşçılarından çok etkilenmişlerdir. "Suriye'de Lübnan'ın beş katı büyüklüğünde bir sahayı özgürleştirdikleri" haberini kendisine getirdiklerini söylediğinde, Seyyid Nasrallah'ın bu habere biraz şaşırdığı doğruydu ama gerçek buydu.