Glilot Üssü, toplanan bilgilerin işlendiği ve askeri stratejistlere ve Mossad da dahil olmak üzere diğer İsrail istihbarat kurumlarına iletildiği 8200 numaralı askeri istihbarat biriminin operasyonel karargahı olarak hizmet veriyor.
Said, Filistinlilerin sömürgecilere karşı bu türden bir mücadeleyi "terörizm" olarak kınamalarını ve bundan vazgeçmelerini istiyor. Hamas'ı Siyonistlerle aynı kefeye koyuyor (Le Monde Diplomatique Ağustos/Eylül 1998'deki en hararetli makalesinde yaptığı gibi). Sömürgecilere karşı şiddet içermeyen bir şekilde savaşabileceğimize inanmamızı istiyor. Said, İntifada ve (ister beğenin ister nefret edin) Hamas olmasaydı "İsrail"in Arafat'la asla konuşmayacağı gerçeğini göz ardı ediyor.
Arafat'ın yaptığı, İkinci Dünya Savaşı'nda, işgal altındaki Fransa'nın Vichy hükümetinin ülkelerini Nazilerin çıkarları doğrultusunda yönetmesiyle eşdeğerdir. Vichy hükümeti nasıl Fransa'daki bir Nazi üssü idiyse, Filistin Yönetimi de Filistin’deki Siyonist üstür! Öyleyse onlara muamelemiz de bu şekilde olmalıdır!
Direniş Ekseni açısından Drone endüstrisindeki gibi dramatik bir değişimin hava savunma alanında da yaşanması an meselesidir. Hizbullah'ın yakın zamanda birkaç gelişmiş ve pahalı İsrail insansız hava aracını düşürmesi, bunun muhtemelen zaten gerçekleştiğinin ve yakında çok daha büyük ölçekte belirginleşeceğinin işaretidir.
Köleliğin üstesinden -gerçekten ortadan kaldırıldığı kadarıyla- liberalizm içinde kendiliğinden gelişen içsel bir süreçle gelinmemiştir. Aksine, bu koşullar öncelikle dışlanan halklar tarafından sürdürülen devasa özgürleşme ve tanınma mücadelelerinin doğurduğu zorlukların ardından ortaya çıktı. Köleliği ortadan kaldıran 1791'deki Haiti sömürge karşıtı devrimi, zenginliğin halka yeniden dağıtılmasını sağlayan 1917'deki Ekim Devrimi, emperyalistleri ülkeden kovan 1979 İran Devrimi gibi…
Yenilgicilerin bize “İsrail”i kabul ettirmek için başvurdukları en aptalca numaralardan biri de şu de ahmakça retorik soruyu sormaktır: "Siz neyi tanımıyorsunuz ki? Biz son birkaç on yıldır başka neyle savaşıyoruz? Yel değirmenleriyle mi, yoksa gerçek bir varlıkla mı? 'İsrail'i olumlu ya da olumsuz bir şekilde ele almanız gereken bir gerçeklik olarak kabul etmelisiniz!”
Sonuç olarak, emperyalizm, özellikle de ABD ile İsrail arasındaki ilişki, İsrail'in ABD'nin eyaletlerinden biri sayıldığı, ancak daha ileri bir yerde olduğu ve bu organik bağın hiçbir zaman gizlenmediği göz önüne alındığında; iyi, kötü veya tereddütlü olarak tanımlanamaz. Önceki satırlarda göstermeye çalıştığımız şey işte budur.