O, Guevara gibi, savaşı düşmana taşırken öldürüldü. Allende gibi, korkusuz bir direniş kültürüne ilham vermeyi sürdüren ikonik bir figürdür. Ho Şi Minh gibi korkusuz bir savaşçı ve askeri bir devdi. Hugo Chavez gibi o da ortak bir davayı güderek ortak düşmanı teşhis etmiş bir enternasyonalistti.
Fiyat düşürmenin amacı, Rusya, Venezuela, İran, Ekvador ve Bolivya’yı bu iş alanının dışında bırakmaktı. Bu ülkelerin sosyal harcamaları ve devlet sektörleri, petrol gelirine bağlıdır. Eğer bu merkezi planlamalı, devlet merkezli ekonomiler nakit paraya aç hale getirilebilirse, rejim değişikliğinin temeli kurulabilirdi. Ancak bu olmadı.
Castro Allende’ye işçileri silahlandırmasını tavsiye etmişti. Daha ileride bu dönemi “Eğer her işçinin ve her köylünün elinde bunun gibi birer tüfek olsaydı, hiçbir zaman faşist bir darbe gerçekleşmezdi” sözleriyle hatırlayacaktı: “Bu, devrimciler için Şili’deki olaylardan çıkarılması gereken büyük bir derstir.”
Dr. James Petras 29 dilde yayınlanan 62’den fazla kitabın ve American Sociological Review, British Journal of Sociology, Social Research ve Journal of Peasant Studies gibi akademik dergilerde yayınlanan 600’ü aşkın makalenin yazarıdır. New York Times, The Guardian, The Nation, Christian Science Monitor, Foreign Policy, New Left Review, Partisan Review, TempsModerne, Le Monde Diplomatique gibi gazete ve dergilerde de 2000’den fazla yazısı çıkmıştır ve bunların çoğuna internetten ulaşılabilmektedir.
Siyonist bir akademisyen tarafından 10 yıl önce hazırlanan ve 2007 yılında başka bir sitede yayınladığımız bu ilginç analizi okuyucularımıza tekrar sunuyoruz.
Amerikan propaganda makinası fazla mesai yapıyor. Putin’in Ortadoğu’daki çarpıcı adımı, uluslararası politikalarda inisiyatiften yoksun, hareketsiz kalmış bir Rusya’ya alışmış, yaptırımların ve dünyadaki petrol fiyatlarının düşmesinin bu amaç doğrultusunda başarılı olan sessiz mekanizmalar olduğuna ikna olmuş olan Amerikalı ağızları sinirlendirmekten fazlasını yaptı
ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) gibi kuruluşların etkisi, [geçen yüzyılda] Amerikan gücünün yükselişine paralel olarak büyüdü. Güney Amerika ülkeleri – deneyimlerinden hareketle – bu tür hükümet kuruluşlarının getirdiği riskleri erkenden anladı.