İran’da yayın yapan Raja News sitesi, Batı Asya uzmanı Ali Rıza Mecidi ile yaptığı görüşmede Suriye’deki son gelişmeler bağlamında HTŞ’nin mahiyetini ve Esad yönetiminin düşüşünün Hizbullah’a yansımalarını ele aldı.
12.10.2020
10.07.2020
22.12.2019
3.07.2019
22.01.2019
20.01.2019
Örgütün sözcüsü Mutasım el-Golani Ocak 2017’de The Wall Street Journal’a “İsrail kahramanca bizim yanımızda durdu. İsrail’in yardımı olmaksızın varlığımızı sürdüremezdik” diye konuşmuştu.
Esad ve müttefikleri -İran ve Hizbullah- Suriye’nin çoğu kurtarıldığı için İdlib şehrini de özgürleştirebileceklerine inanıyorlar. Bu nedenle Esad işgal edilmiş kuzeyin kurtarılmasında ısrar ediyor ve müttefiklerinden, gelecek operasyon aşaması için daha fazla kuvvet göndermeye hazır olmalarını istedi.
Hizbullah lideri kendi müttefiklerinin üçüncü taraflar üzerinden İsrail’e bir mesaj yolladığını ve “Suriye’deki kırmızıçizgileri geçmesi halinde daha fazla füze fırlatacaklarını ve İsrail’in derinliğini vuracaklarını” bildirdiklerini söyledi.
Ancak 2011 yılında, ilk provokatörler Suriye caddelerine çıkmadan öncesinde de ABD durumun içindeydi. New York Times gazetesinde yayımlanan 2011 tarihli bir makalede, ABD’li grupların, isyanların büyümesine yardım ettiği itiraf ediliyor. (https://www.nytimes.com/2011/04/15/world/15aid.html)
Belki 2017’de olduğu gibi sınırlı bir saldırı başlatacak (bu yazı dün gece gerçekleştirilen ABD’nin Şam saldırısından önce kaleme alındı; Medya Şafak). Ancak bu saldırıların ABD’nin Suriye’deki mutlak başarısızlığını değiştirmek için yapabileceği çok şey yok.
Afrin Kürtlerine, Suudi Arabistan’ın bölgeyi yeniden inşa etmesi ve daha iyi evlerin yapılması için yatırım yapması, aynı zamanda da ABD’nin koruması altında, Kürtlerin her zaman peşinde koştuğu bir rüya olan Kuzeydoğu Suriye’de bir mini Kürt devletinin oluşmasına katkı sağlaması sözü verildi. İşte bu sebeple Kürt YPG, Suriye’deki bu toprak parçasını Türkiye’ye teslim etti.