Guta Hadisesi Tamamıyla Kurgu mu? Amerikalılar Olayda Nasıl Yer Aldılar?

ABD askeri istihbaratı, Suriye'deki kimyasal saldırıya dâhil oldu

Voltaire Network

Suriye'deki durum halen dünya medyasının odak noktasında. ABD liderliğinde yeni bir “insani müdahale” yakında başlatılabilir. Pentagon, sivillere karşı varsayılan kimyasal silah kullanımı nedeniyle Beşar Esad'ı ve Suriye ordusunu cezalandırmak için Suriye'ye saldırmaya hazır olduğunu açıkladı.

Bu sırada, 21 Ağustos 2013'te Şam yakınlarında gerçekleşen kimyasal saldırıya ABD istihbaratının dâhil olduğuna dair yeni kanıtlar ortaya çıktı ve internete sızdırıldı.

Bir hacker, ABD istihbarat yazışmalarına erişim sağladı ve ABD Ordu İstihbaratı Personel Müdür Yardımcısı ve Operasyon ve Plan Ofisi Başkanı Albay Anthony J. Macdonald'ın kişisel e-postalarını yayınladı.

22 Ağustos 2013 tarihli bir yazışmada ABD Ordusu sivil analisti Eugene P. Furst,  Albay'ı başarılı operasyon nedeniyle tebrik ediyor ve Suriye'deki kimyasal saldırıyla ilgili olarak Washington Post gazetesinde çıkan bir yazıdan söz ediyor.

E.FURST: Bu arada, son başarınızı gördüm, tebrik ederim. İyi iş.

A.MACDONALD: Gördüğünüz gibi, ben şu anda bundan uzaktayım, ama biliyorum ki bizim çocuklar yapabileceklerinin en iyisini yaptılar.

Karısı Jeniffer MacDonald ve Mary Shapiro arasındaki bir diğer yazışma dizisi, albayın yatak odasında ağzını kapalı tutmadığını gösteriyor:

M.SHAPIRO: Suriye'deki bu korkunç gaz saldırısını düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum. O çocukları gördünüz mü? Gerçekten de ağladım – zehirlendiler, öldüler. Ne zaman bitecek? Uyurken onların yüzünü görüyorum.  Tony sana bununla ilgili ne dedi?

J.MACDONALD: Ben de gördüm ve çok korktum. Fakat Tony beni rahatlattı. Çocukların incinmediğini, bunun kameralar için yapıldığını söyledi. O yüzden endişelenme canım.

M.SHAPIRO: Ben hala o Suriyeli çocukları düşünüyorum. Tanrı'ya şükür hayattalar. Umarım onlara hediye veya biraz para verilmiştir.

Albay MacDonald'ın karısının arkadaşıyla olan diyaloğundan, Şam'daki kimyasal saldırıda öldürülen çocuklara ilişkin videonun ABD ordu istihbaratı tarafından sahnelendiğini açıkça anlıyoruz.  

Bu bilgi, ABD yönetiminin “[21 Ağustos'taki] saldırıdan üç gün önce, bir saldırının geldiğinin göstergeleri vardı” itirafına da daha fazla ışık tutuyor.

GIS/Savunma & Dış İlişkiler'den Joseff Budansky'ni Pazar günü yazdığı gibi:  

“13-14 Ağustos 2013'te, Türkiye'de bulunan Batı destekli muhalif güçler büyük ve gayrinizami bir askeri isyan için ileri hazırlıklara başladılar. Hatay iline bağlı Antakya'da bulunan, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile yabancı destekçileri için komuta merkezi ve karargâha dönüştürülen bir Türk askeri garnizonunda, üst düzey muhalif askeri komutanlarla Katar, Türkiye ve ABD istihbarat temsilcileri arasında ilk görüşmeler gerçekleştirildi. İstanbul'dan gelen en üst düzey muhalif komutanlar, bölgesel komutanlara, Suriye'nin ABD öncülüğünde bombalanmasına yol açabilecek ‘savaşı değiştirici bir gelişme' nedeniyle çatışmanın çok yakında tırmanışa geçebileceği yönünde brifing verdi.”

Aynı kaynağa göre,

24 Ağustos 2013 günü Suriyeli komando güçleri, kimyasal saldırının muhtemel faillerine dair bir istihbarat üzerine harekete geçerek, Şam'ın Cobar banliyösünde isyancılara ait birçok tünele saldırı düzenledi. Şiddetli çatışmada zehirli malzeme kutuları vuruldu ve Suriye askerleri boğulma yaşadılar; bazı yaralıların durumunun kritik olduğu söyleniyor. 

Komandolar muhaliflerin, içinde “mutfak sarini” karıştırmak için gerekli kimyasallarla dolu variller, laboratuvar ekipmanları ve çok sayıda koruyucu maske bulunan bir depoya el koydu. Suriyeli komandolar ayrıca çok sayıda geliştirilmiş patlayıcı cihaz, RPG dizileri ve havan toplarına da el koydu. Aynı gün, Şam'da Guta yakınlarında faal olan en az dört Hizbullah savaşçısı, Suriye komando biriminin Cobar'da isyancı tünellerini aradığı sırada kimyasal maddelerle vuruldu.  Hem Suriye hem de Hizbullah güçleri, kimyasal saldırının gerçek faillerine dair istihbarat bilgisi üzerine hareket ediyorlardı.

Zehirli madde numunelerinin, ayrıntılı analiz için Moskova'ya gönderildiği aktarılıyor.

Yayınlanan veriler açıkça, ABD yönetiminin Suriye'ye karşı bir askeri saldırı başlatmak için bir bahane yaratmaya çalıştığını gösteriyor. Geçen Cuma günü ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin Kongre üyelerine verdiği savaş mesajını haklı göstermek amacıyla 2003'te Irak'ta çekilmiş bir fotoğrafı “Suriye'deki gaz saldırısı kurbanlarını” göstermek üzere kullanması, savaş kışkırtıcılarının dayandıklarını iddia ettikleri “istihbarat bilgisi”nin temelsiz olduğunu veya basitçe imal edilmiş olduğunu daha da fazla kanıtlamaktadır.

Şimdi dünya çapındaki insanların büyük çoğunluğu, onların adına hileli bir oyunun oynandığını kesinlikle anlıyor. İngiliz parlamentosu şimdiden, kendisini net bir şekilde ifade eden kamuoyunun talebini karşıladı ve Akdeniz üzerindeki intihar savaşına karşı çıktı. ABD'li yasa koyucular da aynı ihtiyatı ve sağduyuyu gösterecek mi? Bunu haftaya göreceğiz.

Çev: Selim Sezer

medyasafak.com