USAID Filistin’deki Halk Direnişini Nasıl Yok Ediyor?

USAID Filistin’deki Halk Direnişini Nasıl Yok Ediyor?
Bu kuruluşlar genç insanların zihinlerini demokrasi ve sivil toplumu Filistin politik topluluğunun gelişmesi için en iyi yol olarak tanıtmak suretiyle biçimlendirmek isterler. Ancak, Filistin’in işgal altında olduğu ve yönetimi ve politik topluluğun gelişiminden evvel özgürleştirilmesi için bir plana ihtiyaç duyduğu gerçeğini gözden uzak tutarlar.

Alaa al-Tamimi

 

Al Ahbar

 

Filistinlilere en büyük iki yönlü ekonomik ve gelişim yardımı olarak Uluslararası Kalkınma için Birleşik Devletler Ajansı (USAID), sosyal kalkınmayı Batı Şeria ve Gazze'deki Filistinli direniş hareketini ortadan kaldırmak için etkili bir araç olarak kullanıyor. USAID'in programları tüm kalkınma yardımlarını direniş fikirlerini reddetmek ve işgale boyun eğmekle bağlantılandırıyor.

 

Ramallah – 1994'ten bu yana, Oslo Anlaşması'nın imzalanmasından hemen sonra, Filistin Ulusal Yönetimi su, temizlik, altyapı, eğitim, sağlık, ekonomik kalkınma ve demokratikleşmeye yönelik kalkınma yardımı şeklinde 3 milyar dolar aldı. Yardımın bu şekli Filistin Ulusal Yönetimi Başbakanı Selam Fayyad'ın 2009 Ağustos'unda ilan ettiği, 1967 sınırları içinde Filistin devleti kurumlarını inşa etme ve böylece iki devletli çözümü uygulama planlarıyla çok yakından bağlantılı olan “isyan”a karşı mücadelenin bir parçasıydı.

 

Aslında, “İsyan”a karşı bu mücadelenin iki amacı vardır. İlki, halkı kontrol etmek ve Filistinli direnişi yok etmekti. İkincisi ise, direnişi ve devrimci hareketleri bastırmak için geleneksel metotlara bir alternatifti. Bu ideoloji, kaba askeri müdahale başarısız olduğunda, savaş zamanlarının sömürgeci mantığı temelinde kuruldu. Öyle ki, savaşı kazanabilmek üzere yumuşak güç kullanmak ordular için bir ihtiyaç haline gelmişti.

 

USAID ve Devlet İnşası

 

Filistin devleti inşası için bu strateji, kalkınma programlarıyla, işgal altındaki insanların “kalplerini ve akıllarını kazanma”yı amaçlayan ekonomik ve sosyal programlar ile destekleniyor.

 

Fayyad'ın Filistin devlet kurumlarını inşa etme planı sahadaki hukuk tanımazlıkla mücadele adı altında Batı Şeria'da başlatılan güvenlik planı ile aynı zamana denk gelmiş gibi görünüyor. Açıklanan amaç uyuşturucu tacirlerinin ve çalıntı araç tüccarlarının kökünü kurutmaktı                   –suçlamalar Fetih'in askeri kanadı el-Aksa Şehitleri Tugayı üyelerine yapıştırılıyordu..

 

Dahası, devlet inşası planı ulusal hedeflerle organik olarak bulunan geri dönüş hakkına bağlı değildir. İşgalin sona ermesinden, kendi kendini yönetme hakkından ve devletin kurulmasından bahsetse bile,  geri dönüş hakkına dair hiçbir şey söylemez. Planın büyük kısmı devlet inşası ve barışçıl halk direnişi hakkında kurulan iki cümle dışında, ulusal mücadele için küçük şeyleri terk etmek ile ilgilidir.

 

Giriş kısmında, bu plan metanetten ve bağımsızlığı başarmak için ön şart olarak Arap ve uluslararası desteklerden bahseder. Teknik yardım, kredi programları ve sınırları ıslah etme projeleri yoluyla bu metanetin bir kısmını örtmeyi denemek, USAID programlarının geldiği yerdir.

 

Bu proje, Filistinlilerin ürünlerinin naklini sınırdaki kontrol noktaları yoluyla kolaylaştırmayı amaçlıyor. Bu iş, ticari eşyayı daha iyi taramak/ incelemek/ kontrol edebilmek ve Filistinli şirketlerin sınırlardan daha kısa sürede geçme kapasitesini arttırmak için daha iyi teknolojiye ihtiyaç duyar. Bununla birlikte, sınırların ve askeri kontrol noktalarının kaldırılmasının onları daha pratik hale getirmekten öncelikli olduğunu görmezden gelirler.

 

Direniş Devleti Baltalayan Terörizmdir

 

Filistin Ulusal Yönetimi ile doğrudan ve dolaylı ortaklıklar yoluyla USAID Filistin'de, direniş hareketlerine hasrederek, terörizmin tanımlanmasını sağladı. Gelecekteki Filistin devletinin inşası için sağlam kurumlar yaratmak amacıyla birlikte, USAID'in amaçlarından birisi de terörizmi (direniş anlamına gelir) besleyen şartlara ve mali duruma ve bunu taşıyan topluluğa karşı mücadele etmektir.

 

USAID yardım almak isteyenlerden yardımı almak için bir şart olarak terörizmi reddetme açıklaması imzalamalarını istemesi sebebiyle pratikte terörizmle mücadele meselesine dönüştü. Diğer uluslararası organizasyonlar, Avrupalılar bile, böyle bir şart koşmadılar.

 

Terörizmin tanımlanması, USAID'e göre, projenin faydalananlarından hiçbirisinin Hamas veya Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi diğer direniş gruplarından birisinin üyesi olmamasına bağlıdır. USAID Filistinlilerden terörizme karşı eylem içinde olduklarını ve ABD değerlerine ve prensiplerine iştirak ettiklerini açık bir şekilde ilan etmelerini de ister.

 

Misalen, terörizm belgesi şu anlama gelir: eğer USAID tarafından desteklenen bir sağlık projesinin dışında bir araba kazası meydana gelirse, kurbanlar şayet bir direniş grubuna üye iseler tedavi edilemezler. Bu, Batı Şeria'daki bir köyün, şayet köy heyeti Hamas üyeleri tarafından oluştuysa, yol tamiri için yardım alamayacağı anlamına da gelir. Bu örnek, belediyenin fonlanması ve yolların ıslahına heyette Hamas üyeleri olduğu için son verildiği, 2007 yılındaki Bethlehem vakasıydı.

 

Bununla birlikte, yardım için şartlar terörizm açıklaması imzalamakla bitmez. Kurumun yönetim kurulu üyeleri ve proje çalışanları Partner Vetting System altında tümüyle güvenlik kontrolünden geçerler.  İsimler işgal istihbarat birimleri ve Ramallah'taki Filistin Ulusal Yönetimi güvenlik kuvvetleri tarafından incelenir. Şayet isimlerden birisi direniş gruplarına yönelik mücadele geçmişine veya politik eğilime sahip ise, bu proje reddedilecektir.

 

Programlar Direniş Kaynaklarını Kurutmak İçindir

 

Demokrasi, yerel yönetim, medya, kanun yönetimi ve çatışma idaresi programlarına çabuk ve basitçe bir bakış ABD kurumunun İsrailli düşman ile iki devletli bir çözüm ile barış arayan bir Filistin toplumu yaratmaya yönelik endişesinin boyutunu ortaya koyacaktır.

 

Yerel yönetim sorunu hakkında, ajansın web sitesi Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nin demokratik bir devletin iyi yönetimi için bir gereklilik olarak sivil katılıma ihtiyaç duyduğunu ileri sürer. Çabalar iki devletli çözüm ve barışa doğru bir ivme yaratmak için desteğin kapsamını yaymayı ve yükseltmeyi amaçlar.

 

Bu, Fayyad'ın işgale bir son veren, dönüş hakkını anmaksızın özgürlük ve kendi kendini yönetme hakkından bahseden iki devletli çözümden yana devlet inşa planları ile uyumludur.

 

Direnişi ve özgürlük konseptini aşılamaya desteği önemli bir araç olarak kabul eden USAID'in medya hakkındaki bakış açısı, Filistinli medya sektörü istikrarsız politik çevrenin istenmeyen etkileri dâhil olmak üzere engellerle yüzleşiyor, fikri temelindedir. Fetih ile Hamas arasındaki çatışma ve bununla bağlantılı etkiler, pozisyonlar ve meydan okumalar buna bir referanstır.

 

Yine de, bu tür meydan okumalara rağmen, USAID'e göre, Filistinli medya İsrail'i bir düşman olarak değil, barış için bir ortak olarak gören bağımsız ve çok yönlü medya için üretken bir zemin uygulama ve yaratma kabiliyetini sağlayabilirdi.

 

Yerel toplumdaki bütün grupların temsilcilerini Filistin – İsrail çatışmasının ardındaki gizli sebepleri açıklamaları için bir masa etrafında toplamayı amaçlayan Batı Şeria ve Gazze'deki uzlaştırma ve çatışma yönetimi projeleri yoluyla Direnişin kaynaklarının ve ona imkân sağlayan topluluğun yok edilmesi üçüncü köşe taşıdır.

 

USAID'in programları hukukçuların, psikoloji uzmanlarının, şehir planlamacılarının eğitimi, genel eğitim, diyalog, ilişkiler ağı, İsrailli ve Filistinliler arasında fırsatlar, Filistinli – İsrailli çevre programlarına katılım ve Filistinli - İsrailli televizyon dizileri yapmak dahil olmak üzere çatışma yönetimi ve aracılık etme üzerinedir.  

 

Yeşil Bölge olarak Batı Şeria

 

Eski CIA yöneticisi David Petraeus'a göre, yeşil bölge direniş hareketlerinin oluşamadığı veya yer almadığı bir alandır. Burası barış ve güvenliğin tadını çıkarır ve komşularına da bunu ihraç eder.

 

Filistin örneğinde, Fayyad'ın devlet inşa planı ve USAID programları “küresel sivil toplum” adı altında sınırları aşan “sivil toplum” fikrini durmak bilmeksizin teşvik eder. Bu, programların uygulanmasında, direniş hareketlerinin başlıca kuluçkası olan toplumu bozmak için yabancı yardımın en kötü araçlarından birisidir.

 

Bu kuruluşlar genç insanların zihinlerini demokrasi ve sivil toplumu Filistin politik topluluğunun gelişmesi için en iyi yol olarak tanıtmak suretiyle biçimlendirmek isterler. Ancak, Filistin'in işgal altında olduğu ve yönetimi ve politik topluluğun gelişiminden evvel özgürleştirilmesi için bir plana ihtiyaç duyduğu gerçeğini gözden uzak tutarlar.

 

Ana akım anlayışa göre, Sivil Toplum Kuruluşları insanları küresel ağlara bağlamak suretiyle ulusal duyarlılıkları aşan ortak kimlik hissi temelinde kurulur. Sivil Toplum Kuruluşlarının varlık sebebi daha çok sınır aşan yardımlaşmada bulunmaktır ki, ulusal sınırların daha çok aşılması, yardıma ulaşılmasının daha da kolaylaşması anlamına gelir.

 

Açıkçası, burada kastedilen emperyalizm ve Siyonizm karşısındaki enternasyonalizm değildir. Bu tür yardımlaşma ulusal bağımsızlık ve birlik reddedilmek suretiyle yapılamaz, bilakis onların desteğiyle yapılabilir. Bu, “küresel sivil toplum” ulusal aidiyeti parçalamak için bir entrika anlamına gelir.

 

medyasafak.com