Guta Kimyasal Saldırısı: ABD Destekli Yanıltma Harekâtı mı?

Guta Kimyasal Saldırısı: ABD Destekli Yanıltma Harekâtı mı?
“İnsani” askeri müdahaleyi meşrulaştırmak için Suriyeli çocukların öldürülmesi...

Guta kimyasal saldırısı: ABD destekli yanıltma harekâtı mı?

 

“İnsani” askeri müdahaleyi meşrulaştırmak için Suriyeli çocukların öldürülmesi

 

Julie Lévesque – Prof. Michel Chosuddovsky

 

Global Research

 

21 Ağustos 2013 tarihinde Doğu Guta'da gerçekleşen kimyasal saldırılar, tarihin en korkunç yanıltma harekâtı olabilir.

 

Şu ana kadar kanıtlar, çok sayıda çocuğun “muhalif isyancılar” tarafından öldürüldüğünü, cesetlerinin manipüle edildiğini ve saldırılar için Suriye hükümetini suçlamak, böylece dünya kamuoyunu ABD öncülüğünde yeni bir kanlı, emperyal savaş lehine hareketlendirmek ve öfke yaratmak içine videoya çekildiğini gösteriyor. 

 

BM, sivillere karşı kimyasal silahların kullanıldığını teyit ederken, saldırıların faillerini tanımlayamadı:

 

“Suriye içindeki varsayılan sinir gazı saldırıları hakkında politize olmayan bir soruşturma ve laboratuar analizi yapılmadı ve BM soruşturmasına araştırmaları ve siyasi-askeri ilişkileri üzerinde bir sır örtüsü bulunan gizemli bir adam olan Profesör Ake Sellstrom liderlik etti.

 

İsveçli nötrlüğünün kozmetik cilası, Sellstrom'un BM için yaptığı çalışma üzerinden sahtelikleri sürdürmek amacıyla İsrail ve NATO tarafından ustaca kullanıldı. Buna “Körfez Savaşı Sendromu” ile ilgili kimyasal ve biyolojik sebeplerin ve Saddam Hüseyin rejimine ABD'ye ait kimyasal silahların verilmesinin inkar edilmesi de dâhildi…

 

Sellstrom hakkında kamuoyu tarafından bilinen şey, bu biyokimyacının, Kuzey İsveç'teki Umea Üniversitesi'nde bulunan ve İsveç Savunma Bakanlığı tarafından desteklenen Avrupa CBRNE Merkezi'nin [Özellikle kimyasal, biyolojik, radyolojik, nükleer ve patlayıcı madde olaylarıyla ilgilenen Toplumsal Güvenlik ve Hassasiyet için İleri Çalışmalar Merkezi] başında olduğudur…  

 

Umea Üniversitesi, İsrail Ordusu'na ve istihbarat kuruluşlarına en gelişmiş teknolojileri sunan Hayfa'daki Technion (İsrail Teknoloji Enstitüsü) ile yapılan ortak araştırmaların yoğun bir şekilde içindedir. İsrail'le ortak araştırmanın içinde olan pek çok bölüm, Sellstrom'un CBRNE merkezindeki çokdisiplinli çalışmalara katılmaktadır…

 

Amerika'nın BM büyükelçisi Samantha Power, ‘Suriye'de kullanılan sinir gazının Irak'taki sinir gazlarından daha konsantre' olduğunu kesin bir ifadeyle belirtti. Söylediği söz, şu şekilde ifade edilmelidir: ‘Saddam Suriye'ye ABD'nin tedarik ettiği sinir gazlarını aktarmış olabilir, fakat Suriyeli sivillere karşı kullanılan bizim sinir gazımız değildir.'

 

Sellstrom raporunun temel noktası, Washington'u İsrail, Mısır, Libya, Irak ve muhtemelen Suriye (Clinton'un iyiniyet döneminde) dâhil olmak üzere Ortadoğu'ya sinir gazı öncü maddeleri, formülasyonları, teslimat teknolojisi ve saklama sistemleri sağlayan önde gelen tedarikçi olarak görünmekten kurtarmaktır.

 

BM'nin Suriye kimyasal silah raporu, siyasi ve mali bakımdan her düzeyde tehlikeli biri olan baş denetçi Ake Sellstrom'un aldatıcı geçmişi nedeniyle temel inandırıcılıktan yoksundur.” (Yoichi Shimatsu, The Sellstrom Report: The United Nations' Syria Inspector Shills for NATO and Israel [Sellstrom Raporu: Birleşmiş Milletler'in Suriye denetçisinin NATO ve İsrail için yemleri])

 

BM Misyonu'nun raporunun yayınlanmasından bir gün önce, Rahibe Agnes Mariam de la Croix ve Suriye'de Uzlaşı için Uluslararası Destek Ekibi tarafından, titizlikle hazırlanmış başka bir rapor yayınlandı ve bu rapor medyada çok az yer aldı  (Raporun tam metni için buraya tıklayınız pdf dosyası büyük olduğu için indirme işlemi yavaş gerçekleşmektedir)

 

Bu raporun bulguları gayet açıktır: ABD ve müttefikleri tarafından Suriye hükümetini suçlama kanıtı olarak kullanılan videolar, sahnelenmiş videolardır.

 

Çalışmada şunlar söyleniyor:

 

“Kaçırılan çocukların ailelerinin bazılarının bize ulaşarak, videoda Doğu Guta'daki kimyasal silah saldırısının kurbanları olarak gösterilen çocukların arasında kendi çocuklarını tanıdıklarını söyledikleri andan itibaren, videoları titizlikle incelemeye karar verdik…

 

İlk kaygımız, görüntülerde gördüğümüz çocukların akıbetiydi. Bu melekler, silahlı çetelerin unsurları gibi görünen yetişkin erkeklerin elinde yalnızlar. Öldürülen çocukların yanında aileleri yok ve beyaz kefenlere sarılıncaya kadar tanınmıyorlar. Dahası çalışmamız, şüpheye yer bırakmayacak şekilde, cesetlerinin manipüle edildiğini ve ekranda görünmek üzere düzenlemeden geçtiklerini ortaya koyuyor. 

 

İncelenen görüntüler Doğu Guta'daki kimyasal saldırıların işlenmesi nedeniyle Suriye devletini suçlamak için edit edilip kanıt olarak yayınlandıysa da, bizim keşfettiklerimiz de teşhis edilmeyen çocukların manipüle edilmesi üzerinden sahte gerçeklerin hazırlayıcılarını ve aktörlerini itham ediyor.” (Rahibe Agnes Mariam de la Croix ve Suriye'de Uzlaşı için Uluslararası Destek Ekibi (ISTEAMS), The Chemical Attacks in East Ghouta Used to Justify a Military Intervention in Syria [Doğu Guta'daki, Suriye'ye askeri müdahaleyi haklı göstermek için kullanılan kimyasal saldırılar])

 

Raporu inceleyen Mahdi Darius Nazemroaya şunları yazıyor:

 

“ABD tarafından kanıt olarak ortaya konunan video materyalinin basit bir şekilde incelenmesi üzerinden […] bağımsız ISTEAMS çalışması, Obama yönetiminin ve bir bütün olarak ABD istihbarat topluluğunun iddialarıyla çelişiyor.

 

ISTEAMS raporu kimyasal silahların kullanıldığını, yahut masum Suriyelilerin öldürüldüğünü inkar etmiyor. Çalışmanın yaptığı şey, gözlemleri üzerinden mantıksal olarak, ABD istihbarat topluluğu tarafından analiz edilen ve gerçek görüntü olarak tanımlanan video numunesinin sahnelenmiş olduğuna dair ampirik kanıtlar olduğunu ortaya koymaktır. Bu önemli bir bulgudur, zira gerçek olduklarını söyledikleri videoların Doğu Guta'da Suriye hükümeti tarafından kimyasal silah saldırısı gerçekleştirildiğine kanıt teşkil ettiğini söyleyen ABD istihbarat kuruluşlarının temsilcilerinin iddialarını reddetmektedir.” (Mahdi Darius Nazemroaya, Look With Your Own Eyes: The Videos of the Chemical Attacks in Syria Show Tampered Scenes [Kendi gözünüzle bakın: Suriye'deki kimyasal silah videoları, kurcalanmış sahneler gösteriyor)

 

ABD hükümeti tarafından sunulan görüntülerde birçok şey akla yatkın değildir.

 

Bir dizi önemli bulgu arasında ISTEAMS raporu, saldırıların 1400'e varan sayıda insanı öldürdüğü söylense de, videolarda çoğunlukla çocukların göründüğünü ve çok sayıda cesedin farklı videolarda gösterilerek farklı yerlerde vurulduklarının söylendiğini belirtiyor.  

 

Bu rapor saldırıların arkasında Suriye hükümetinin olduğu yönündeki iddiaya ciddi bir şekilde meydan okurken, emperyal çizgide yürüyen ve Washington'un iddialarını papağan gibi tekrarlayan, kanıttan ve inandırıcılıktan yoksun ana akım Batı medyasında yer almadı.

 

İlave olarak, isyancıların saldırılardan sorumlu olduğu ve kimyasal silahları Suudi istihbaratından edindiği yönündeki iddialarla ilişkili tartışmalar da doğdu. Bu varsayımları içeren bir makalenin iki yazarından biri olan Dale Gavlak, şimdi makaleden adını sildirmek istiyor ve tehditlerle karşı karşıya. Kariyeri tehlike altında:

 

“İsyancılar, aile üyeleri ve Doğu Guta sakinleriyle yapılan görüşmeler üzerinden hazırlanan ve 29 Ağustos tarihinde yayınlanan MintPress makalesi, 21 Ağustos'taki kimyasal silah saldırısından muhalefet içindeki unsurların sorumlu olduğunu ve bu kimyasal cephanelerin Suudi istihbarat şefi Bender bin Sultan tarafından sağlandığını iddia ediyor…

 

Dale, bu makaleyi yazması nedeniyle üçüncü taraflardan gelen artan bir baskı altında. 30 ve 31 Ağustos tarihlerinde e-posta ve telefon yoluyla MintPress editörlerine ve bana, makale nedeniyle üçüncü tarafların kendisine devasa düzeyde baskı uyguladığını ve bu yüzden kariyerini bitirme tehdidinde bulunduğunu bildirdi. Devamında bize, bu üçüncü tarafların, makalede isyancılara kimyasal silahları sağladığı iddia edilen Suudi istihbarat şefi Prens Bender'in kendisinden gelen baskı altında altında olduğuna inandığını söyledi.

 

30 Ağustos günü Dale MintPress'ten, yazar adı kısmından kendi adının silinmesini istedi ve gerekçe olarak da kariyer ve şöhretinin tehlikede olmasını gösterdi. Devamında bu üçüncü tarafların kendisinden, bu makaleden adını sildirmesini istediklerini, aksi halde bu tarafların onun kariyerini bitireceklerini söyledi. 31 Ağustos günü Dale'e e-posta yoluyla, kendisinin makalenin yazarı ve araştırmacısı olduğunu, sahadaki muhabirin Yahya [Ababneh] olduğunu belirteceğimi söyledim, ancak Gavlak'tan, gazetecilik etiğini ihlal anlamına geleceği için adını kaldırmayacağımızı bilmesini istedim.” (Phil Greaves, Syria: Controversy surrounding MintPress Chemical Weapons Ghouta Report [Suriye: MintPress'in Guta kimyasal silah haberi etrafındaki ihtilaf] )

 

Suudi istihbaratının Guta'daki kimyasal silah saldırısının içinde olduğu bilgisinden, isminin açıklanmamasını isteyen bir BM yetkilisi de bahsetti:

 

“Doğrudan Suriye meseleleriyle ilgilenen önde gelen bir Birleşmiş Milletler yetkilisi El Ahbar'a, Suriye hükümetinin Guta'daki varsayılan kimyasal silah saldırısının içinde olmadığını söyledi: ‘Elbette hayır, öyle olsa o (Başkan Beşar Esad) intihar ediyor olurdu.'

 

Guta'da kimyasal silah kullanılmasından kimin sorumlu olduğuna inandığı sorulduğunda, kimliğinin açıklanmasına izin vermeyen BM yetkilisi, ‘Suudi istihbaratı saldırıların arkasındaydı ve maalesef kimse bunu söylemeye cüret edemeyecek' dedi. Yetkili, bu bilginin Guta'daki isyancılardan geldiğini iddia ediyor…

 

BM yetkilisinin suçlamaları, BM'nin bir diğer önde gelen figürü Carla del Ponte tarafından bu yılın başlarında yapılan açıklamaları aksettiriyor. Del Ponte, geçen Mayıs ayında Han el Asel, Şeyh Maksud ve Sarakeb'deki varsayılan kimyasal silah saldırılarının ertesinde, saldırıların isyancılar tarafından gerçekleştirildiğine dair “kesin kanıtlar olmasa da güçlü, somut şüpheler” olduğunu söylemişti. Del Ponte ayrıca BM denetçilerinin Suriye ordusunun kimyasal silah kullandığına dair kanıt görmediğini söylemiş, ancak daha fazla soruşturmanın gerekli olduğunu eklemişti.” (Sharmine Narwani-Radwan Mortada, Questions Plague UN Syria Report. Who was behind the East Ghouta Chemical Weapons Attack? [BM'nin Suriye raporu hakkında sorular yığını: Doğu Guta'daki kimyasal silah saldırısının arkasında kim vardı?])

 

Yukarıda bahsedilenlerin hepsi, bu saldırının modern tarihte işlenmiş en korkunç suçlardan biri olduğuna, insani kisve altında askeri müdahale için bir bahane üretmek amacıyla küçük çocukların öldürülmesinden, cesetler hakkında sahte video görüntüleri ve fotoğraflar üretilmesinden müteşekkil, şeytanca sahnelenmiş bir operasyon olduğuna inanmamıza yol açıyor.

 

Bu suçları örten ana akım medya, ağır bir sorumluluk yükü taşıyor. New York Times, Rahibe Agnes ve ekibinin bulgularını karalamaya yöneldi ve onu “rejimi savunmakla” ve “Hristiyan kartını oynamakla” suçladı. NYT, videoların sahte olduğunu belirten kanıtları gelişigüzel bir şekilde reddediyor. ISTEAMS raporunu okuyun ve kararı kendiniz verin.

 

Bu şeytanca sahnelenmiş operasyonu tasarlayanlar ve gerçekleştirenler, adaletin karşısına çıkmalıdır.

 

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Suriye hükümetine uyguladığı prosedürler askıya alınmalıdır.

 

Çev: Selim Sezer

 

medyasafak.com