ABD-NATO Ukrayna’da “Suriye modelini” mi uyguluyor?

ABD-NATO Ukrayna’da “Suriye modelini” mi uyguluyor?
El Nusra Katar ve Suudi Arabistan’da eğitilirken, Sağ Sektör Polonya’da eğitiliyor. Hem Ukrayna hem de Suriye’de Batılı özel kuvvetler, terörist operasyonların denetlenmesinde yer alıyor. Hem Suriye hem de Ukrayna’da sivillerin ölümlerinden ötürü kurbanlar suçlanıyor.

 

Ukrayna ve Amerika'nın “terörizme karşı küresel savaşı”: ABD-NATO Ukrayna'da “Suriye modelini” mi uyguluyor?

 

Prof. Michel Chossudovsky

 

 

Global Research

 

 

 

Odessa'daki Neo-Nazi çeteler, Kiev rejiminin desteğiyle, masum sivillerin öldürülmesine yönelmiş bir terörist operasyona giriştiler.  

 

Sendika binasında bulunan federalist aktivistlerin kitlesel olarak öldürülmesi şeklinde gerçekleşen bu şeytanca ve mücrim girişimde kendiliğinden veya tesadüfi hiçbir şey yoktu. Bina, titizlikle planlanmış paramiliter bir operasyonun parçası olarak kasten ateşe verildi.

 

İnsanlar binada mahsur kaldılar ve yanarak öldüler.

 

Yangından kurtulanlar, çadır kamplarını basan saldırgan bir güruhtan saklanmak için Sendika binasını kendilerine siper etmek zorunda kaldırklarını söylediler.

 

Bundan sonra radikaller [Sağ Sektör] Sendika binasına molotof kokteylleri atmaya başladı ve binayı ateşe verdi. Tanıklar, ateşten kaçmayı başaranların dışarıda, yanan binayı ablukaya almış kişiler tarafından feci şekilde dövüldüğünü söylüyor. (RT)

 

Odessa cinayetlerinin arkasında kim vardı?

 

 

Bu şeytanca operasyon, hangi himaye altında formüle edildi?

 

Bunun altında yatan siyasi gündem nedir?

 

“ABD Dış Politikası”nın gündemi nedir?

 

Bu Rusya'dan gelecek bir yanıtı tetikler mi?

 

Bir tırmanış ve istikrarsızlaştırma sürecini körükler mi?

 

Neo-Nazi çeteler eğitimden geçirildi ve kendilerine doktrin aşılandı. Batılı özel kuvvetler ve NATO ve Pentagon'la sözleşmeli olan paralı askerler, paramiliter Sağ Sektör'ün eğitilmesine girişti. Öte yandan Mart ortasında kurulan Ulusal Muhafızlar sivil milisleri de  Washington tarafından finanse ediliyor.

 

Sağ Sektör'ün kahverengi gömleklileri,  EuroMaidan ayaklanmalarından önce, Eylül 2013'te Polonya'da paramiliter eğitim aldı.

 

Kiev'de Amerika'nın Neo-Nazi hükümetinin bulunduğu bir gerçekliktir. Çok sayıda kanıt, ABD ve NATO'nun sözde “Rusya yanlısı” aktivistlere yönelik müdahalelerin doğrudan içinde olduğunu, hem Sağ Sektör'e hem de Kiev hükümetine bağlı Ulusal Muhafızlara danışmanlık yaptığını gösteriyor.

 

Odessa'daki Neo-Nazi çeteler, ABD destekli terörizmin (örneğin Suriye'deki gibi) ayırt edici özelliklerini taşıyor. Sağ Sektör teröristleri, sivillere karşı vahşet işlemek üzere eğitilmiştir. Bu, Almanya'da yayınlanan Bild gazetesinin “ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı'ndan ve Federal Araştırma Bürosu'ndan onlarca uzman, Ukrayna hükümetine danışmanlık yapıyor” sözleriyle de teyit edilmiştir.

 

“İsmi belirtilmeyen Alman güvenlik kaynaklarından alıntı yapan Bild am Sonntag,  CIA ve FBI ajanlarının Kiev'e, Ukrayna'nın doğusundaki isyanı sonlandırması ve işleyen bir güvenlik yapısı kurmasına yardım ettiğini söyledi.”

 

Tarihsel arka plan: Soğuk Savaş sırasında Washington, Ukrayna'nın Neo-Nazilerini destekledi

 

ABD istihbaratı, kalıcı bir şekilde Sağ Sektör'ün arkasındadır.

 

ABD istihbaratı ile Ukrayna'daki Neo-Nazi gruplar arasında uzun süreden beri ilişkiler mevcuttur ve bunun, Odessa'da Sağ Sektör milisleri tarafından işlenen suçlar da dahil olmak üzere son olaylara dair anlayışımızla bir alakası vardır.

 

Stepan Bandera liderliğindeki Ukrayna Milliyetçiler Örgütü (OUN) (Організація Українських Націоналістів) İkinci Dünya Savaşı sırasında “Nachtigall Battalion (Bataillon Ukrainische Gruppe Nachtigall, (Türkçe: Bülbül Tugayı) olarak bilinen yapı tarafından  Yahudilere, Lehlere, Ruslara ve Ukraynalılara karşı gerçekleştirilen kitle katliamlarında Nazi Almanyası ile aktif bir şekilde işbirliği yaptı.

 

Son haberler ABD'nin iki Neo-Nazi partisini desteklediğini doğrularken, CIA'in Ukrayna'daki  OUN'ye verdiği destek Soğuk Savaş dönemine kadar gidiyor. Tarihçiler tarafından doğruluğu kabul edilen, ancak Amerikan kamuoyunun bilmediği bir şey,  Washington'un İkinci Dünya Savaşı sonrasında Sovyetler Birliği'ni istikrarsızlaştırmanın bir aracı olarak Ukrayna'daki OUN'yi sinsice desteklediğidir.  

 

Bu destek, ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi George Kennan tarafından formüle edilen “Truman Doktrini”nin ayrılmaz bir parçasıydı.

 

Acı bir ironi içinde, Nazi Almanyası'nın yenilmesinin ardından Truman yönetimi, Soğuk Savaş'ın zirve noktasında ABD istihbaratına, bir Anglo-Amerikan kısaltma altında yeniden şekillendirilmiş ve yıkıcı bir gerilla grubuna dönüştürülmüş olan OUN “Nachtingall Tugayı”na, Nazi Almanyası tarafından verilmiş desteği devam ettirme talimatı verdi.

 

ABD'li tarihçi ve eski Hava Kuvvetleri İkinci Başkanı Townsend Hoopes'a ve Rice Üniversitesi tarih profesörü Douglas Brinkely'ye göre (Washington Blog'dan alıntı) :

 

“Almanlar Ukrayna'dan çıkarıldığı zaman, Nazilerin polis yapılarına ve idam mangalarına hizmet etmiş olan pek çok OUN üyesi de onlarla birlikte kaçtı, ancak binlercesi, nefret ettikleri Sovyet yönetimine karşı bir gün yeniden savaşmak üzere Karpat Dağları'na döndü. CIA'i büyüleyen ve temel olarak blok halinde istihdam edilen, bu kalan Bülbül grubuydu. Liderlerini eğitim ve doktrin aşılama için Amerika Birleşik Devletleri'ne getirmek, özel bürokratik çabaları, ve her yıl böyle yüzlerce göçmenin kabul edilmesine izin verecek bir göç yasasını gerektirdi; bu yasa ise hepsi de bu eylemin ulusal güvenlik için hayati önemde olduğunu söyleyen CIA müdürü, Başsavcı ve Göç ve Vatandaşlık Servisi Başkanı tarafından sunuldu.” Bir askeri istihbarat yetkilisinin alaycı bir şekilde belirttiği gibi, CIA'in bir kanadı Nuremberg mahkemesine çıkarmak için Ukraynalı Nazilerin peşinden koşarken, diğer kanat onları istihdam ediyordu.

 

Bülbül liderleri, Amerika Birleşik Devletleri'nde eğitildikten sonra kendi ülkelerinden insanlarla bir araya gelmek ve [Sovyetler Birliği'ne karşı] suikastler de dahil olmak üzere yıkıcılık, ajitasyon ve sabotaj eylemlerini hayata geçirmek için paraşütle Ukrayna'ya indi.

 

İkinci Dünya Savaşı'nn ertesinde, Nazi işbirlikçisi Stepan Bandera liderliğindeki OUN, Sovyetler Birliği'ne karşı yöneltilmiş bir ABD destekli “Bülbül Operasyonu” altında reforme edildi. Dahası,  MI6: Inside the Covert World of Her Majesty's Secret Intelligence Service, [MI6: Majestelerinin gizli istihbarat servisinin örtülü dünyasının içinde”] kitabının yazarı Stephen Dorril'e göre OUN aynı zamanda İngiliz gizli servisi MI6 tarafından destekleniyordu.

 

Bu karmaşık tarihsel arka plan, bugün ABD ve NATO ile, her ikisi de Stepan Bandera ve OUN'nin Nazi mirasını öven iki Neo-Nazi partisi olan Svoboda ve Sağ Sektör arasındaki ilişkilerin değerlendirilmesi bakımından önemlidir.

 

İşte süreklilik buradadır: Tarihsel kayıtların işaret ettiği şey, “Truman doktrini”nden Neo-Con'lara (ve ilaveten Obama'ya kadar) ABD istihbaratının Ukrayna'daki Neo-Nazi toplulukları desteklediğidir. Bunlardan sonuncusu, Soğuk Savaş sonrasında Ukrayna'yı NATO'nun genişleme alanına doğru emme ve Rusya Federasyonu'nu istikrarsızlaştırma hedefiyle, konuşlandırılan “istihbarat varlıklarını” oluşturmaktadır.

 

“Kitlesel ölümler doğuran olaylar”, sivillerin öldürülmesi ve ABD askeri doktirini

 

Odessa kitle katliamlarını ABD askeri doktriniyle ilişkisi içinde anlamak gerekir.

 

Masum sivillerin ölümüyle sonuçlanan “kitlesel ölümler doğuran olaylar”, Orta Asya, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Orta Afrika'da kapsamlı şekilde uygulanan ABD askeri çalışma tarzının parçasıdır.

 

Tarihsel olarak, yerel düzeydeki isyanlar ABD istihbaratı tarafından desteklenmiştir.

 

Sovyet-Afgan savaşından (1979-1989) Suriye ve Libya'ya kadar, sayısız iç savaşa girişen cihadçı isyancılar ve Mücahidler CIA tarafından desteklenmiş, ABD ve müttefikleri tarafından finanse edilmiş ve eğitilmiştir. Amaç, egemen ülkeleri istikrarsızlaştırmaktır.

 

Suriye'de, muhalefette yer alan El Kaide bağlantılı terör örgütleri, Batı askeri ittifakı tarafından finanse edilmektedir.

 

(ABD-NATO adına Suudi Arabistan ve Katar'da eğitilen) El Nusra paralı askerlerinin işlediği vahşetler için, gelişigüzel bir şekilde Beşar Esad hükümeti suçlanmaktadır.

 

Daha genel olarak, medya dezenformasyonunun da desteğiyle, ABD destekli terör operasyonlarından ve “yanıltma harekatlarından” kaynaklanan sivil ölümleri için değişmez bir şekilde kurbanlar suçlanacaktır. Ukrayna da bunun istisnası değildir.

 

Medya progagandası, gerçekliklerin başaşağı çevrilmesini sağlamaktadır. Sağ Sektör'den “vatansever”lerin işlediği vahşetler, çok ender bir şekilde medya yayınlarında yer bulabilmektedir. Suç ise Moskova'ya ve “Rusya yanlısı ayrılıkçılara” atılmaktadır.

 

Odessa'da işlenen vahşetler, Suriye'de ABD-NATO destekli teröristlerin işlediklerine benzer nitelikte mi?

 

El Nusra militanları “Beşar Esad'ın despotik seküler hükümetine” karşı “özgürlük savaşçıları” olarak betimlenirken, Ukrayna'daki Sağ Sektör üyesi Neo-Naziler de Batı medyası tarafından “gerçek vatanseverler” olarak betimleniyor.

 

“Yeni Normal”: teröristlerle ve Neo-Nazilerle kaynaşmak

 

Manidar bir şekilde, Cumhuriyetçi senatör John McCain Suriye'de El Kaide liderleriyle haşır neşir olurken,  Neo-Nazi Svoboda partisinin lideriyle de rutin bir diyalog kurdu.

 

Ukrayna Suriye'ye karşı: Jeopolitik bağlam farklı olsa da, bazı açık benzerlikler var. Her iki örnekte de masum siviller, terörist toplulukları destekleyen ABD-NATO ordusunun kurbanı oluyor.

 

John McCain'e sorun. Her iki ülkede de ABD, terörizmle mücadele etmeyip onu desteklemek yoluyla, “gerçek demokrasi”nin peşindedir.

 

Suriye'de El Kaide, Ukrayna'da Neo-Naziler.

 

Bunların hepsi, “Yeni Normal”in parçasıdır.

 

ABD-NATO Ukrayna'da “Suriye modelini” mi uyguluyor?

 

Hem El Nusra hem de Sağ Sektör, ABD istihbaratıyla bağlantılıdır. Suriye'de de Ukrayna'da da Washington'un niyeti, egemen bir ülkenin kurumlarını istikrarsızlaştırmak ve yıkmaktır.

 

Sivilleri öldürmek, sosyal bölünme yaratmanın, böylelikle ABD-NATO'ya karşı bir kitle hareketinin gelişmesini engellemenin bir aracıdır.

 

Söz konusu olan, bir istikrarsızlaştırma ve toplumsal yıkım sürecidir.

 

Suriye'deki çatışmanın Mart 2011'deki başlangıcından bu yana ABD-NATO destekli paralı askerler, sivillerin öldürülmesinin ve kundaklama eylemlerinin içinde yer almıştır.

 

Bolca belgelendiği üzere El Kaide bağlantılı paralı askerler Batı askeri ittifakı tarafından istihdam edilmiş ve eğitilmiştir. Paramiliter gündem, ülkeyi altüst etmek ve bir rejim değişikliği sürecini güçlendirmektir.

 

Suriye'de El Nusra neyse, Ukrayna'da Sağ Sektör odur.

 

Onlar Batı askeri ittifakının piyadeleridir.

 

El Nusra Katar ve Suudi Arabistan'da eğitilirken, Sağ Sektör Polonya'da eğitiliyor. Hem Ukrayna hem de Suriye'de Batılı özel kuvvetler, terörist operasyonların denetlenmesinde yer alıyor.

 

Hem Suriye hem de Ukrayna'da sivillerin ölümlerinden ötürü kurbanlar suçlanıyor.

 

 

Çev: Selim Sezer

 

medyasafak.com