"Yerleşim Projesi: E-1"
- Medyasafak.net
- ANALİZ
- 02.01.2013

Siyonist rejimin geçtiğimiz günlerde aldığı yeni yerleşim kararı, Gazze Ateşkesinde varılan anlaşmanın açık ihlali anlamına geliyor.
Fayez Reşid-FHKC
Yerleşim politikları arasında en tehlikeli sayılabilecek ‘'E-1'' projesi geçenlerde İsrail Hükümeti tarafından imzalandı. Batı Şeria'nın kuzeyini, güneyinden tamamen ayırıyor. 10-12 km genişliğinde olan proje ‘'Mealimi Adomim'' ve ‘'Besecet Zeif'' yerleşim blokları arasında inşaa ediliyor. Projenin haritaları 1967'de geliştirildi. Hedef ‘'Büyük Kudüs'ü'' kurmak. 600 kilometre kare alana kurulacak ve bu alan Batı Şeria'nın %10'una eşit bir alan.
Proje 1967 işgalinden hemen sonra kabul edildi. Proje 1997 yılında Netenyahu'nun bir önceki hükümeti zamanında yenilendi. Kapsamı: 4000 konut, 10 büyük otel kurulacak ve yahudi yerleşim alanlarını birbirine bağlayan karayolları yapılacak. Washington kararı kınamakla yetindi. Fransa, İngiltere ve İsveç karara tepki olarak İsrail'deki elçilerini çektiler. Netenyahu bir çok yerde birçok defa ‘'hükümet bu kararını geri çekmeyecek'' dedi. Görevini bırakan eski dış işleri bakanı faşist Lieberman ise ‘'Bu karar İsrail'in güvenliği için stratejik bir karardır'' açıklamasında bulundu.
Pratik olarak: Yerleşim projesi (eski-yeni); bazı Filistinliler, Araplar ve uluslararası çevrelerden kimselerin inandığı ‘'iki devletli çözüm'' ihtimalinin, imkansızlığı üzerine olan şüpheleri yok etmiş oldu. Bu Filistinlilerin izole edilmiş kentlerini, köylerini ve çeşitli bölgelerini iki katına çıkaracaktır. Bu şekilde daha çok kantonu birbirinden ayırabilecek ve izole edebilecektir. Proje 2004 yılında İsrail'de önerildi ama uluslararası baskılardan dolayı proje askıya alındı. Bu durum, Filistin devletinin ilan şansını daha da azaltıyor ve insanlarda yeniden yerlerinden edilme korkusunu yaşatıyor.
Netenyahu; Amerika'nın ve Avrupa devletlerinin kınama ve elçi çekmek gibi protestoların ötesine geçemeyeceğini biliyor ki bu da İsrail'e bir şey ifade etmiyor. Kudüs, Batı Şeria ve diğer bölgelerdeki yerleşim projeleri için kaç defa kınama aldı? İsrail bu kınamaları ve elçi çekmelerini de dalga geçer gibi karşıladı ve yerleşme projelerinin adımlarını hep ilerletti.
Birleşmiş Milletler kararı ve Cenvre kurallarına göre düzenlenen Lahey anlaşmasının maddeleri İsrail'in umrunda değil. Uluslararası meşru kurallara göre 1967 savaşından sonra işgal ettiği topraklar üzerinde değişiklik yapma hakkına sahip değil. 1967 savaşından hemen sonra Kudüs ilhakıyla bu kanunların ‘'üzerinden geçmiş'' oldu. Kudüs'ün yanında Batı Şeria'nın %60ı'na el koydu. Birleşmiş Milletlerde Filistin'i gözlemci üye kabul eden oylamadan sonra gözlemci devletler için geçerli olan 4.Cenevre Anlaşmasının Filistin için de geçerli olması lazımdı. Anlaşma işgal edilmiş bölgelerde işgalci gücün herhangi bir değişiklik yapmasını engelliyor. İsrail bu anlaşmaları da dikkate almayarak yine dalga geçer gibi davrandı.
İsrail ile uzlaşılmazlığı ile birlikte yukarıda anlatılanlar Batı politikasının Filistinlilerin hakları karşısındaki siyasi izdivaclarını da gösteriyor. Bir yandan basın yoluyla İsrail'in yerleşim projeleri ve politikası kınanırken diğer bir yandan İsrail'in dayattığı ve empoze etmeye çalıştığı politika üzerinde anlaşmalar yapılıyor. İsrail'in kınanan kararlarına karşı uluslararası kanunlara göre yaptırımlar uygulayıp İsrail'i bu yerleşim politikalarından vazgeçirmeye çalışmıyorlar.
Diğer bir yandan geçenlerde Netenyahu yaptığı açıklamada :''Yahudi devleti 3 bin yıldan beri var. İsrail'in başkentte istediği gibi davranma hakkına sahip olduğunu açık bir şekilde söylemek isterim'' dedi. İkinci olarak: “Batı Şeria; İsraili geleneğinde ‘Yahudiye ve Samiriye' olduklarından bu durum oranın İsrail toprağı olduğunu gösteriyor'' dedi. İsrail hükümeti bu sözleri basına pek yansıtmasa da gerçekte ‘'İsrail toprağıdır'' diyor.
Netenyahu Jerusalem Post gazetesinin elektronik adresine verdiği demeçte (22 Aralık 2012) “Kudüste yaklaşan inşa projeleri için uluslararası çevrelerden gelecek olan kınamaları görmezden geleceğiz'' dedi. Filistin'in Birleşmiş Milletlerde gözlemci üye olarak kabul edilmesinden sonra İsrail Batı Şeria'da 3000 konut inşa etmeye karar vermişti.
Likud-Evimiz İsrail ittifakı'nın (Netenyahu ve Lieberman önderliğinde), önümüzdeki ayın 22'sinde yapılmaya karar verilen milletvekili seçimleri için çalışanlar, yerleşim politikları siyasetinden önemli oranda yararlanacak. Özellikle son kamuoyu yoklamasında (21 Aralık 2012) ortaya çıkan %60 oranında İsraillinin Filistin devleti kurulmasına karşı çıkması ve çoğunluğunun E-1 Projesini desteklemesi, seçimlerde bu siyasetle birlikte etkili olacaktır.
Pratik olarak ve gerçek anlamda, iki devletli çözüm imkansız gibi duruyor. Sadece, İsrail'in Arap ve Filistinlilerle çözüme gitme konusundaki vizyonu düzeyinde değil, bu durum pratikte de öyle. Dolayısıyla çözüm imkanını dereceli olarak ortadan kaldırmaya çalışanlar –Batı Şeria'ya kalıcı olarak el koyanlar ve bölgeleri birbirinden ayırıp izole edenler- gerçeğine rağmen İsrail'den çözüm konusunda bir şeyler bekleyenlere, İsrail'e bu konuda çağrı yapanlara ve bize görüşme ve müzakere çağrıları yapanlara söylemek istediğimiz budur. Filistinliler ve Araplardan yapılması beklenen: Düşmanla mücadelede alternatif bir strateji belirlemektir.
Çev: Hasan Sivri
medyasafak.com