Murray Bookchin anarşist komünite için aziz gibi bir şeydir. Sosyal ekoloji, özgürlükçü belediyecilik ve komünalizm olarak kavramsallaştırdığı fikirleri, kendisini solcu olarak tanımlayan çok sayıda insan üzerinde kalıcı etki yaratmıştır. Bununla beraber çok da dillendirilmeyen bir şey var ki, o da, Bookchin’in birçok anarşist ve liberteryen sosyalist gibi emperyalizm karşısında hoşgörülü bir mahcubiyet içinde olmasıdır.
Elbette aklı başında hiçbir makul insan, İsrail’in Suriye’de, özellikle de Golan Tepeleri’nde IŞİD’le ve rejim karşıtı öteki teröristlerle olan askeri temasları, aynı yerde Genie Energy’nin petrol bulması ve Netanyahu’nun Obama’ya yaptığı, Golan Tepeleri’ni “yeniden düşünme” çağrısı arasında bir bağ olduğunu düşünmez. Bu fazla “komplo teorisi” kokar ve bütün makul insanlar bu tür şeylerin gerçekte olmadığını, yalnızca tesadüflerin olduğunu bilir. Değil mi? Yoksa?
Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul, 2014’de CNN’e verdiği röportajda kendi partisiyle zıt düşerek, “Biz [Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti], Suriye’de IŞİD ile müttefikiz,” dedi.
Eylül 2013’te, o dönemde İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun yakın bir danışmanı olan İsrail’in ABD’deki Büyükelçisi Michael Oren, Jerusalem Post gazetesine, İsrail’in Esad’a karşı Sünni aşırıcıları tercih ettiğini söyledi. Oren, Jerusalem Post’a verdiği röportajda “İsrail’in karşı karşıya olduğu en büyük tehlike, Tahran’dan Şam’a, oradan da Beyrut’a uzanan stratejik kemerdir. Biz Esad’ı bu kemerdeki kilit taşı olarak görüyoruz” şeklinde konuştu.
“Bugün, İslam dünyasının birinci meselesi Gazze meselesidir. Belki bunun, insanlığın birinci meselesi olduğu da söylenebilir.” - İslam Devrimi lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamaney
Eylül 2001 sonlarında, 11 Eylül’den birkaç hafta sonra Amerika Birleşik Devletleri, Bush rejiminin “ikinci dalga” terörizm olarak adlandırdığı şeyle sarsıldı. Önde gelen medya figürlerinin ve iki Amerikalı senatörün posta kutularına ölümcül şarbon sporları enjekte edilmiş mektuplar geldi. 5 kişi öldü ve 17 kişi enfeksiyona maruz kaldı.
"Ankara'nın olası bir İran-ABD yakınlaşmasında temel aktör olma arzusu, basit bir hesaptan ileri geliyor. Çok büyük siyasi, ekonomik ve güvenlikle ilgili bariyerlerle karşı karşıya olan Türkiye, ayrıcalıklı Doğu-Batı enerji transit koridoru haline gelme arzusunu ancak İran’ı yanına alarak gerçekleştirebilir."