Murray Bookchin anarşist komünite için aziz gibi bir şeydir. Sosyal ekoloji, özgürlükçü belediyecilik ve komünalizm olarak kavramsallaştırdığı fikirleri, kendisini solcu olarak tanımlayan çok sayıda insan üzerinde kalıcı etki yaratmıştır. Bununla beraber çok da dillendirilmeyen bir şey var ki, o da, Bookchin’in birçok anarşist ve liberteryen sosyalist gibi emperyalizm karşısında hoşgörülü bir mahcubiyet içinde olmasıdır.
"Tarihte hiçbir zaman ABD’nin nükleer silahlarına erişimi kesilmemişti ve uçuşa yasak bölge ve İncirlik’e giden enerjinin kesilmesiyle olan tam da budur... Yanıt olarak ABD şimdi Erdoğan’a karşı son derece çirkin bir Melez Savaş saldırısı başlatmayı düşünüyor."
Örneğin Ramadi şehri, terörist grubun elinde olduğu dönemde ve ardından ABD güçlerinin operasyonları sonucunda yüzde 80 oranında yıkılmıştır. Önceden tasarlanmış bir plan doğrultusunda şehir, Japonya’daki Hiroşima gibi enkaza dönmüştür. Bir Iraklı saha kaynağına göre yıkım, öncelikli olarak sivillere yönelik oldu. Aynı kaynağın aktardığına göre, sivilleri hedef alan Amerikan güçlerinin sebep olduğu kitlesel çaptaki yıkım nedeniyle hiçbir binanın üzerine Irak bayrağı dikilmedi.
Acı ama, bir yüzyıl önce Osmanlı İmparatorluğu’nun çökmesinin ardından hayata geçirilen, Ortadoğu topraklarının yeniden paylaşımı süreci tekrar başladı. Bundan en fazla etkilenecek olanların Suriye ve Irak olacağına şüphe yok. Irak’ın parçalanması bir süredir öngörülüyordu ve bu olgu, çeşitli analistler tarafından titizlikle incelenmişti.
Suriyelilerin maruz kaldığı türden bir travmadan geçmiş halklar ya psikolojik olarak yenilmiş bir ulus haline gelir, ya da içinden geçtikleri krizden güçlenerek çıkarlar. Ben bu kriz sürecinde Suriye’ye yaptığım ziyaretlerden hareketle, halkın daha güçlü çıkacağından eminim. Suriyelilerin ruhuna çelik katılmıştır.
Amerika, uçuşa yasak bölgeye onay vermesi halinde, Suriye'nin tüm güçleri ile gireceği bir savaşa neden olabileceğinin farkında. Ardından menzilinde İsrail'in olacağı Hizbullah ve ardından İran'ın dahil olacağı bir savaş. Rusya'nın da bu savaşın dışında kalacağının veya bir şekilde müdahil olmayacağının garantisi yok.
Washington ölçülü bir yaklaşım izleyip Türkiye’yi ihtiyatlı bir şekilde destekliyor ve bir yandan da operasyonun kapsamını sınırlı tutmaya çalışıyor gibi görünse de, bu yanıltmaca yalnızca görünüş uğrunadır. Nitekim Brookings Enstitüsü daha geçen ay, Suriye’de yapısökümü: Konfederal bir ülke için bölgeselleştirilmiş bir stratejiye doğru başlıklı bir politika metin yayınlamıştı.