İkinci Dünya Savaşı'nın bitiminden hemen sonra İsrail'in inşası tesadüfen gerçekleşmedi: Siyonist rejim, Batı'nın petrol üzerindeki, Fransa'nın Batı ve Kuzey Afrika'daki hâkimiyetini ve Hint Okyanusu ile geçiş yolları üzerindeki Anglo-Amerikan kontrolünü sağlamaya çalışmak için sahil şeridi işlevi görüyordu.
Lenin’in Batı tarzı kapitalizme yönelttiği eleştirileriyle başlayan anti-emperyalist hareketin 2021’deki merkezinin Amerika Birleşik Devletleri'nin herhangi bir yerinde ya da Batı Avrupa’da olduğunu söylemek gülünçtür. 2021'deki bu merkezin İran olduğunu söylemenin ise hakkaniyete uygun olacağını düşünüyorum.
Kudüs Gücü bunu Sudan ve Mısır üzerinden yapıyordu. Sina Çölü’nde kazılan yeraltı tünellerinden gizlice geçerek Gazze’ye ve Filistinlilere ulaştı. Bu süreç daha sonraki aşamalarda da devam etti ve 8 Gün Savaşı’nda (2012) dikkat çekici ölçüde hız kazandı.
Hz. Emîrü’l-Müminîn (a.s) Allah’ın kâmil bir velisidir, bir insan-ı kâmildir. O, tüm peygamberlerle sırlarında ve Hz. Hâtemü’l-Enbiyâ ile ise açıkta beraber olan bir kimsedir. Şu söz çok önemlidir: “Kuntu meal enbiyai sırren ve mea Muhammedin (s.a.a.) cehran.” (Ben (Hz. Ali) peygamberlerin sırrında idim, Muhammed (s.a.a.) ile açıkça zuhur ettim.)
18. yüzyıl ve 19. yüzyılın başları boyunca yankı bulan bu İslami Cumhuriyetçi yeraltı hareketi, Fransız Devrimi ile sonuçlanan diğer pek çok Aydınlanmacı akımla da işbirliği içinde olmuştur. İki öncü İngiliz Romantik Percy ve Mary Shelley de radikal ütopik fikirlerini İslami Cumhuriyetçilikle eşit tuttukları bir evreden geçmişlerdir – onların düşünsel durumunu Garcia “Gnostik Şii İslam” olarak...
1990'larda Fransız ve Cezayir gizli servisleri tarafından Cezayir'de Silahlı İslami Grup'un (Groupe Islamique Armé / GIA) yaratılışına şahitlik ettik. GIA, IŞİD Suriye'de ne yaptıysa Cezayir'de kesinlikle onu yaptı. Geniş çaplı katliamlar, tecavüzler ve benzeri şeyler İslam adına işlendi. IŞİD'in Ebu Bekir el-Bağdadisi gibi Şerif Gousmi, namı diğer Ebu Abdullah Ahmed adında sahte bir halifeleri vardı.
Bu füzeler, Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü’ne bağlı kişilerin terör örgütü IŞİD’in bazı liderlerinin söz konusu binalarda bulunduğunu teyit etmelerinden sadece birkaç dakika sonra ateşlendi ve tahminen on dakikadan daha az bir sürede hedefe ulaştı. Elde edilen istihbarata göre aralarında bazı kilit isimlerin de olduğu 170’ten fazla terörist, “Kadir gecesi” adı verilen bu operasyonda öldürüldü.