Bu esnada, tam şu anda, milyonlarca ruh – Iraklılar, İranlılar, Afganlar, Pakistanlılar, Kuzey Afrikalılar, Orta Asyalılar, Fars Körfezi ülkeleri vatandaşları – Necef’ten Kerbela’ya yapılan dev ve ruhların içini temizleyen bir yürüyüşle sükûnet buluyor. Manevi kurtuluşla siyasi beyanı kaynaştıracak şekilde en doğru sözü söyleyen bir ziyaretçinin bana hafif bir tebessümle söylediği gibi, bu yürüyüş aynı zamanda “terörizme karşı bir protesto”.
17.03.2022
13.12.2021
22.12.2020
11.05.2020
9.02.2020
21.09.2019
Öncelikle, İran’ın askeri personelinin sayısı -aktif görevde ve yedekte olmak üzere- bir milyonun üzerinde olarak tahmin ediliyor. Eğer saldırılırsa, ABD ordusuyla sonuna kadar savaşacak, kadın ve erkek, politik inançlarının ne olduğu önemli olmaksızın 40 milyon daha ilave olacaktır.
Hüccetü’l-İslam Seyyid Haşim el-Haydari ile söyleşi, Erbain törenlerindeki yürüyüş ve onun fırsatları ekseninde olacaktı; ancak randevu günü o kadar sıcak ve samimi karşılandık ki bu fırsattan yararlanıp başka sorular da sorduk. Bölgedeki yeni gelişmeler, Direniş Ekseninin durumu, Suudi liderlerin davranışları, Amerika’nın bölgedeki rolü, Devrim Lideri’nin Batılı gençlere iki mektup yazmasının sebebi gibi konular asli sorularımız oldu.
"1982’de Hizbullah oluşum halindeydi. Emel hareketinde Şiilerden ve diğer taifelerden müminler, gece namazı kılanlar da, içki içenler de vardı. O dönemde daha dindar ve omurgalı olanlar, İran İslam Devrimi’ni model alan bir örgüt kurma kararı aldılar."
Lübnan’da yayın yapan Direniş yanlısı Al-Akhbar gazetesi editörü İbrahim el-Emin (Ibrahim Al-Amin), 16 Mayıs 2019’da kaleme aldığı makalede önemli noktalara değindi. İşte o makalenin ilgili bölümlerinin çevirisi:
İran, Fars Körfezi’ndeki Arap ülkelerinin petrol tesislerine saldırarak dünyada büyük bir petrol krizi yaratabilir. Amerikan halkının savaşa karşı ayağa kalkması için İranlıların bir Amerikan savaş gemisini batırması yeterlidir. İran deniz kuvvetleri, kıyı mücadelesinde son derece uzmandır.
Ana akım medyada nihayet yayılmaya ve küresel kolektif şuurda yer etmeye başlayan bilgilere rağmen Suudi emperyalizminin Yemen’deki kanlı tarihi hala büyük oranda keşfedilmiş değildir.