Basra Körfezi tüccarları The Cradle'a yaptıkları açıklamada, İran'ın şu anda Viyana'da müzakere edilmekte olan ve henüz imzalanmamış Ortak Kapsamlı Eylem Planı anlaşması olmaksızın günde en az 3 milyon varil petrol sattığını doğruladı. Petrol yeniden etiketleniyor, kaçırılıyor ve gecenin köründe tankerlerden transfer ediliyor.
13.12.2021
22.12.2020
11.05.2020
9.02.2020
21.09.2019
17.09.2019
Hüccetü’l-İslam Seyyid Haşim el-Haydari ile söyleşi, Erbain törenlerindeki yürüyüş ve onun fırsatları ekseninde olacaktı; ancak randevu günü o kadar sıcak ve samimi karşılandık ki bu fırsattan yararlanıp başka sorular da sorduk. Bölgedeki yeni gelişmeler, Direniş Ekseninin durumu, Suudi liderlerin davranışları, Amerika’nın bölgedeki rolü, Devrim Lideri’nin Batılı gençlere iki mektup yazmasının sebebi gibi konular asli sorularımız oldu.
"1982’de Hizbullah oluşum halindeydi. Emel hareketinde Şiilerden ve diğer taifelerden müminler, gece namazı kılanlar da, içki içenler de vardı. O dönemde daha dindar ve omurgalı olanlar, İran İslam Devrimi’ni model alan bir örgüt kurma kararı aldılar."
Lübnan’da yayın yapan Direniş yanlısı Al-Akhbar gazetesi editörü İbrahim el-Emin (Ibrahim Al-Amin), 16 Mayıs 2019’da kaleme aldığı makalede önemli noktalara değindi. İşte o makalenin ilgili bölümlerinin çevirisi:
İran, Fars Körfezi’ndeki Arap ülkelerinin petrol tesislerine saldırarak dünyada büyük bir petrol krizi yaratabilir. Amerikan halkının savaşa karşı ayağa kalkması için İranlıların bir Amerikan savaş gemisini batırması yeterlidir. İran deniz kuvvetleri, kıyı mücadelesinde son derece uzmandır.
Ana akım medyada nihayet yayılmaya ve küresel kolektif şuurda yer etmeye başlayan bilgilere rağmen Suudi emperyalizminin Yemen’deki kanlı tarihi hala büyük oranda keşfedilmiş değildir.
Yani, her ne kadar Suriye’deki savaş yavaşlıyor olsa da, bu savaş her zaman daha büyük bölgesel savaşın (İslam topraklarının kalbinde bir Siyonist savaş) sadece bir cephesiydi. Bu savaş devam ediyor. Siyonist mevcudiyet tam manasıyla def edilene kadar ve ırkçı ideolojisi tarihin tozlu raflarındaki yerini alana kadar da bitmeyecek.