Nusra ve IŞİD arasında kanlı çatışmalar

Nusra ve IŞİD arasında kanlı çatışmalar
2013’te Irak’ta Zevahiri’nin El Kaide’sinden geriye kalan yalnızca birkaç düzine [üye] idi. Onlar, liderlerinin Usame bin Ladin ve daha sonra Zevahiri olduğu, Bağdadi’nin ise Irak’taki El Kaide kolunun komutanından başka bir şey olmadığı, ona yalnızca savaş için biat edildiği, hilafet için biat edilmediği zemininde ilerlemeye devam ettiler.

 

 

Maşrik Abbas

 

Al-monitor.com

 

 

Mart 2013'te Anbar'da ve Irak'ın Sünni bölgelerinde gerçekleşen gösteriler, bazı protesto bölgelerinde birdenbire El Kaide'nin geleneksel bayraklarının ortaya çıkmasıyla, bu bayrakların Felluce'de ortadan kaybolup, 2014 başında Anbar'da çatışmaların patlak vermesi sonrasında aralıklı olarak yeniden ortaya çıkmasıyla, yeni  bir istikamete girdi.

 

Bu bayraklar, gösteriler hakkında bir tartışma yarattı. Bayraklar, gösterilerde Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) unsurlarının varlığının kanıtı olarak görülüyordu, oysa başlangıçta protestocular bunu inkar ediyordu.

 

Bu olayın yankılarının ve arkasından bütün bir yıl boyunca meydana gelen gelişmelerin dışında, ilk defa Irak'ta IŞİD dışında El Kaide unsurlarının olduğu ortaya çıktı. Bu nokta, iki grubun Suriye'de açıkça birbiriyle kavgaya tutuşmasından sonra bile görmezden geliniyordu.

 

Geleneksel El Kaide bayrağında siyah dikdörtgen zemin üzerinde İslami Sülûs yazısıyla “Lailahe illallah, Muhammedun resulullah” yazar. Öte yandan IŞİD bayrağı, 2006'daki Irak İslam Devleti (IİD) bayrağıyla aynıdır ve siyah diktörtgen zeminin üzerinde Kûfi Arap harfleriyle “Lailahe illallah” yazar, “Muhammedun resulullah” ibaresi ise bir mühür şeklindedir. Sembolün tarihi konusunda anlaşmazlıklar vardır ve bazıları bunun, Hazreti Muhammed'in mührüne öykünme olduğunu söyler.

 

Her iki bayrak da, El Kaide yorumuna göre “cihad” nosyonunu yüceltmek üzere, ilk Müslümanlar tarafından taşınan bayrakları taklit etmeye çalışır.

 

2006 yılında IİD El Kaide bayrağını terk etti ve yeni bir bayrak seçti. IİD kendisini uluslararası El Kaide örgütünden ayırmak istedi ve bu, IİD'nin Afganistan'daki El Kaide liderlerine bağlılığının giderek azalması ve ayrı finansman kaynakları aramasıyla kendini açıkça gösterdi. Daha sonra, 2013 ortasında Ebu Bekir el-Bağdadi Irak ve Şam İslam Devleti'nin kurulduğunu ilan etti ve uluslararası El Kaide örgütünün lideri Eyman el Zevahiri'nin emirlerine karşı isyan etti. Zevahiri, IİD'nin sadece Irak'ta aktif olmasını ve El Kaide'nin Suriye'deki temsilcisinin El Nusra Cephesi olmasını istiyordu.

 

Bu bölünmeden sonra El Nusra Cephesi, iki yıl boyunca Suriye'de taşıdığı IİD bayrağını terk etti ve “Şam'da El Nusra Cephesi” ibaresinin eklenmesiyle orijinal El Kaide bayrağını benimsedi.

 

IŞİD ve El Kaide arasındaki bayrak ihtilafı iki noktaya işaret ediyor:

 

Birincisi, uluslararası El Kaide örgütünün liderleri hiçbir zaman, iki örgütün tek olarak düşünüldüğü ilk aşamalarda bile IİD bayrağını taşımadı. Arka planda orijinal El Kaide bayrağı olacak şekilde konuşmalarda, mesajlarda ve fotoğraflarda Usame bin Ladin görüldü. Herhangi bir bayrakla Zevahiri'yi gösteren bir resim yoktu. O, arka plan olarak beyaz bir kıyafet veya bir kitaplık kullanır.

 

Yukarıda belirtilen husus, IİD'nin El Kaide tarafından kabul edilmesinin gerçek bir örgütsel adım olmayıp, sadece medya amaçları doğrultusunda gerçekleştirildiğini doğruluyor. Gerçekte karşılıklı itirazlar, bölünme ve tehditler olmuş, bu da iç savaşlara yol açmıştı. IİD El Kaide'yle bağlantılı olarak kazanç sağlıyordu; bu bağlantıyı intihar bombacıları ve ana El Kaide örgütünün finansman hatlarından para elde etmek için kullandı.

 

İkinci olarak, daha sonradan IŞİD'e dönüşen IİD, medyanın onu El Kaide'nin Irak kolu olarak tanımlamasını kabul etmekle birlikte hiçbir zaman hiçbir vesileyle orijinal El Kaide bayrağını taşımadı. Gerçekte IİD açıklamalarında ve yayınlarında eski bayrağın gösterilmesinden açıkça kaçınılıyordu – öyle ki, Mart 2013'te bayrak Anbar meydanında açıldığı zaman yaşlılar ve eşraf bunun El Kaide bayrağı olmadığını, İslam medeniyetini ve sahabeler dönemini sembolize ettiğini söyledi. 

 

El Kaide bayrağının nadir olarak görünmesinin, Bağdadi'nin IŞİD'in kurulduğunu açıklamasından ve Zevahiri'yle olan açık ayrışmadan önce olması ilginçtir.

 

Bilgilerin doğruladığına göre “2013'te Irak'ta Zevahiri'nin El Kaide'sinden geriye kalan yalnızca birkaç düzine [üye] idi. Onlar, liderlerinin Usame bin Ladin ve daha sonra Zevahiri olduğu, Bağdadi'nin ise Irak'taki El Kaide kolunun komutanından başka bir şey olmadığı, ona yalnızca savaş için biat edildiği, hilafet için biat edilmediği zemininde ilerlemeye devam ettiler.”

 

Ebu Bekir el-Bağdadi (İbrahim Avad al-Samarrai) ve ondan önce Ebu Ömer el-Bağdadi (Hamid al-Zavi), emaretin [kontrol bölgesinin] Afganistan'dan Irak'a geçtiğini ve Bin Ladin ile Zevahiri'nin hilafetinin ve emaretinin Bağdadi'ye geçtiğini belirtmek üzere kendilerini “müminlerin emiri” olarak tanımladı. Bu, örgüt içinde, Bin Ladin'e ilan edilmiş bir biat varken Bağdadi'nin kendisini IİD emiri değil “müminlerin emiri” olarak adlandırmaya hakkı olup olmadığı konusunda itirazlara yol açtı.

 

Bu argümanlar ve itirazlar IİD içinde güç yoluyla bastırıldı ve bizzat Zevahiri'nin emareti dahil olmak üzere Bağdadi'ninki dışında her tür emaret işareti ortadan kaldırıldı. IİD'nin Suriye'ye doğru genişlemesi, “IİD emiri” sıfatıyla değil, “müminlerin emiri” sıfatıyla Şeriat'ı savunmasından kaynaklıydı.

 

Bazı olgular Zevahiri'nin El Kaide'sinden unsurların, Aralık 2010'da Bağdadi'nin otoritesine isyan ettiğini gösteriyor. İsyanın liderliğini, Musul'dan, geleneksel El Kaide örgütüne bağlı, müstear adı Kerim el-Şura, gerçek adı ise Abdülkerim el-Cuburi olan bir kişi yapmıştı. İsyan bir çatışmaya dönüştü ve sonuç olarak Şura, Musul'un emaretini terk etmek zorunda kaldı. Daha sonra Irak güvenlik güçleri tarafından öldürüldü.

 

Bazı El Kaide unsurları son birkaç yılda Bağdadi unsurları tarafından tasfiye edildi, zira El Kaide unsurları şu veya bu biçimde orijinal El Kaide örgütüne bağlı kaldı. Öldürülenler arasında eski Musul Valisi Cemal el-Hamdani Ebu Nuh da vardı. Şu an İran'da olması muhtemel Ammar el-Cuburi de dahil olmak üzere pek çok El Kaide unsuru da kaçtı ve görünürden uzaklaştı. Cuburi halen Bağdadi'nin otoritesine muhalefet etmek için internet forumlarını kullanıyor ve Zevahiri'yle yakın bağlara sahip. Aynısı, Ceyş Ömer'in Ebu Aişe müstear isimli eski komutanı için de geçerli.

 

Bağdadi'nin Zevahiri'ye sadık kalan pek çok El Kaide unsurunu tasfiye ettiği, bu cinayetlerin Anbar'ın bazı kısımlarında devam ettiği söylenebilir. Bazı tanıklar, Ramadi'nin askeri mahallesinde Bağdadi unsurları tarafından kurulan bir “Şeriat mahkemesi”nin çok sayıda El Kaide unsuru için idam cezası verdiğini söyledi. Başka tanıklar, çok sayıda şehirde Bağdadi'nin öteki muhaliflerini, kendisine bağlı bir şebeke yoluyla ABD ve Irak güçlerine ispiyonlamak suretiyle öldürebildiğini ve son yıllarda IŞİD, yapısı, çalışma mekanizması, liderliği ve iç çatışmaları konusunda yanıltıcı bilgiler verdiğini söyledi.

 

Bugün El Kaide ve IŞİD arasındaki farkların ideolojik olduğu veya farklı Şeriat yorumlarından kaynaklı olduğu söylenemez. Farklılıklar daha ziyade siyasidir. IŞİD'in temelini oluşturan iç ve dış güç dengeleri, El Kaide'nin temelini oluşturanlardan hesaplar ve çıkarlar bakımından farklıdır. Ana El Kaide örgütü, Rusya'dan Batı Mağrip'e, Avrupa'dan Güneydoğu Asya'ya kadar üstüste binmiş ve birbirine dolanmış çıkarlara sahiptir.

 

Zevahiri, Suriye'de alt edilmesini destekledikten sonra Bağdadi'yi Irak'ta alt etmeyi mi planlıyor?

 

En azından bugün için, bu hipotezi destekleyecek sağlam bilgiler yok. Irak'ta iki grup eşit güce sahip değil. Zevahiri'nin bayrağının Felluce'de sınırlı olarak görülmesi dışında, Bağdadi silahlı adamları ve intihar bombacılarını kendi bayrağı altında savaşmaya daha fazla ikna edebilmiş görünüyor.

 

Zevahiri yönetimi altında ademi merkezileşmiş El Kaide'yle karşılaştırıldığında Bağdadi'nin örgütüne dayattığı aşırı merkezileşme nedeniyle, Bağdadi'nin öldürülmesi veya yakalanması IŞİD'i, Zerkavi'nin ölümünün (ve arkasından Hamid el Zavi ve Ebu Hamza el-Masri'nin ölümlerinin) neden olduğundan çok daha büyük bir ölçekte çökertecektir.

 

Ancak çok sayıda ve birbiriyle çatışan El Kaide bayrakları altında gerçekleşen intihar bombaları azalacak gibi görünmüyor. İntihar bombacısı olmak isteyenler her zaman insan öldürmeyi meşrulaştıran bayraklar bulabilir.

 

 

medyasafak.com