Suriye’nin kimyasal silahları: İsrail ve Fransa yeni vaka imal ediyor

Suriye’nin kimyasal silahları: İsrail ve Fransa yeni vaka imal ediyor
Bu kez İsrail, rejimin kimyasal silah kullanmakla suçlanmasına öncülük etti. 7 Nisan günü İsrail’in Kanal 10 televizyonunun internet sitesi, “önde gelen bir İsrail güvenlik kaynağının” Suriye ordusunun yeniden muhalefet güçlerine karşı kimyasal silah kullandığını söylediğini aktardı. İddiaya göre kimyasal silah en azından bir kez, 17 Mart tarihinde, Şam’ın doğusundaki Harasta’da kullanılmıştı.

 

 

Hasan İlleik

 

El Ahbar

 

 

Suriye'nin kimyasal silahları krizinin sona ermesinden yedi ay sonra Suriye ordusu Şam kırsalında ilerleme kaydediyor ve muhalefet, Halep'te stratejik bir zafer elde etmek için bütün askeri gücüyle çabalıyor. Kısa süre önce ise yeniden, rejimin muhalefete karşı zehirli gaz kullandığı haberleri ortaya çıktı ve suçlamaların başını İsrail çekiyor.

 

Suriye hükümeti ve muhalefet arasında müzakereler yürütülmesi için Cenevre-3 konferansının organize edilmesi yönünde çağrı yapan bütün sesler kısıldı. Rejimin Cenevre-2'de taviz vermemesini sağlayan saha koşulları yerinde duruyor. Suriye ordusu, müttefikleriyle birlikte, sahada ilerleme kaydetmeye devam ediyor. Bu ise bir kez daha rejimin, öngörülebilir bir gelecekte gerçekleşecek bir müzakere sürecinde herhangi bir ciddi taviz vermemesini olanaklı kılıyor. İşte muhalefetin son Kuneytra, Deraa, Keseb, İdlib ve Halep saldırıları bu temelde gerçekleştirildi.

 

Şimdiye kadar görünen, bütün muharebeler içinde Halep muharebesinin kendine has bir niteliğinin olduğudur. Şam'da, Şam kırsalında (Doğu Guta ve Kalamun), Humus'ta ve yakın çevrelerinde meydana gelen muharebelerde muhalefet güçleri, kayıplarını kabul etti. Karşı tarafa ağır bir bedel ödetmek için boğuşuyorlar. Halep muharebesi hariç, diğer muharebelerin hiçbirisi, askeri veya moral açıdan Şam'ın ve merkez bölgenin kaybedilmesini telafi etmiyor. İşte bu yüzden muhalefet güçlerinin, Suriye'nin iktisadi başkentinde dev bir seferberlik içinde olduğunu görüyoruz.

 

Muhalefet yalnızca Halep'te ilerleme kaydetmekten söz etmiyor ve kuzeydeki en büyük şehrin tam kontrolünü ele geçirme vaadinde bulunuyor. Yürütülen tartışmalardan anlaşıldığı kadarıyla muhalefet, rejim ve müttefikleri Şam ve Humus'taki muharebeleri bitirmeden Halep'te çabuk bir zafere ulaşmak istiyor. Rejimin başkentte ve merkez bölgede istikrara ulaşması, seçkin kuvvetlerin büyük bir kısmının elini rahatlatacak ve Suriye rejimi ile müttefiklerinin, öteki aktif cephelere doğru ilerlemesine olanak verecektir. Bundan sonra muhalefet için kuzeyde veya güneyde stratejik değere sahip bir ilerleme kaydetmek hayli zor olacaktır. Bugüne kadar El Kaide esinli savaşçılar, kuzeyde stratejik bir ilerleme gerçekleştiremediler. Halep'te savaşa, ağırlıklı olarak eğitimli ve savaş deneyimine sahip Kafkasyalı savaşçıları içeren Ceyş el-Muhacirin vel-Ensar (Muhacirler ve Ensar Ordusu) liderlik ediyor.

 

Bu temel üzerinde, bir kez daha Suriye ordusunun kimyasal silah kullandığı yönünde haberler ortaya çıktı. Geçen Ağustos ayında Suriye hükümeti, militanların Halep'teki Han el-Asel'de kimyasal silah kullandığı bir olay için inceleme talebinde bulunmuştu. Ancak Doğu Guta'da gerçekleşen saldırı sonrasında Batılı güçler rejimi, muhalefete karşı zehirli gaz kullanmakla suçlamıştı. Washington, Suriye'yi saldırıyla tehdit etme kampanyasına öncülük etmiş, buna son veren ise Rusya'nın, Suriye'nin kimyasal cephaneliğini teslim etmesini gerektiren bir çözüm önermesi olmuştu. Bu kez Suriye hükümeti 25 Mart tarihinde Birleşmiş Milletler'e bir mektup göndererek başkentin yakınındaki Cobar'da muhalifler arasındaki iletişimi izlediklerini söyledi ve “terörist örgütlerin, hükümet güçlerini suçlamak amcıyla zehirli gaz kullanılan saldırılar gerçekleştireceğini” ifade etti.

 

Muhalefet bundan sonra sessiz kalırken bu kez İsrail, rejimin kimyasal silah kullanmakla suçlanmasına öncülük etti. 7 Nisan günü İsrail'in Kanal 10 televizyonunun internet sitesi, “önde gelen bir İsrail güvenlik kaynağının” Suriye ordusunun yeniden muhalefet güçlerine karşı kimyasal silah kullandığını söylediğini aktardı. İddiaya göre kimyasal silah en azından bir kez, 17 Mart tarihinde, Şam'ın doğusundaki Harasta'da kullanılmıştı. İsrailli güvenlik kaynağına göre kullanılan malzeme, Batı'yla yapılan anlaşma temelinde yasaklanan malzemeler listesinde bulunan kimyasal silahlardan değil, maruz kalan kişileri saatler boyunca felce uğratan maddelerdendi.

 

Dört gün sonra Suriye muhalefeti bu suçlamaya yapıştı ve onunla hareket etti. Suriye Ulusal Koalisyonu, uluslararası toplumdan rejim tarafından Harasta'da zehirli gaz kullanılmasını araştırmasını istedi. Batı medyası bir kez daha rejimin kimyasal silah kullandığı plağını çalmaya başladı. Dün rejim ve muhalefet, Hama kırsalındaki Kfar Zita kasabasında zehirli gaz kullanılması konusunda birbirini suçladı.

 

Washington şimdiye kadar bu tartışmadan uzak durdu. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jennifer Psaki dün, ülkesinin kimyasal silah kullanımı konusunda bir kanıta sahip olmadığını söyledi.  İngilizler ve Fransızlar ise meseleyle ilgilenmeye, ötekilere nazaran daha hevesli görünüyor. Paris'teki Batılı diplomatik kaynaklar, Cenevre-2 konferansının başarısız olmasından bu yana Fransız otoritelerinin, Suriye rejiminin uluslararası düzeydede yasaklanmamış olan kimyasal silahlardan kullanma olasılığından ve uluslararası toplumun rejimi caydırmak üzere eyleme geçmesinden bahsettiklerini söylüyorlar.

 

Kaynak bu iddiayı, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çalışma ekibinin yaptığı gizli toplantının 27 Mart'ta yayınlanan, Türkiye'nin Suriye'ye askeri olarak müdahale edebilmesine izin verecek bir gerekçe yaratmaktan bahsedildiğinin duyulduğu ses kaydına benzetti. Ancak müdahale şu noktada mümkün görünmüyor. Suriye rejimine yakın bir kaynağa göre, “bu gözdağının amacı iki yönlü. Bu bir yandan, muhalefeti yaptıkları konusunda aklama çabası, diğer yandan ise muhalefetin kuzeyde bir miktar ilerleme kaydetmesini sağlamak üzere, Şam kırsalında yürüttükleri savaşta Suriye ordusu ve müttefiklerinin önüne kırmızı çizgiler koyma yönünde umutsuz bir girişim.”

 

medyasafak.com