DOSYA: Sünnileri tekfir eden ve gerçek Şii inançlarından sapan İngiliz Şiiliği

DOSYA: Sünnileri tekfir eden ve gerçek Şii inançlarından sapan İngiliz Şiiliği
“İngiliz Şiiliği” veya “Londra Şiası” bir süredir dillerde dolaşan bir terimdir. İmam Humeyni’nin “Asil-Gerçek Muhammedi İslam” karşısında “Amerikancı İslam”ı söz konusu etmesinden sonra İslam Devrimi Lideri Ayetullah Hamenei ve ülke aydınları da “İngiliz Şiiliği” adlı tehdide dikkat çekti.

 

 

 

Mashreghnews.ir

 

 

“İngiliz Şiiliği” veya “Londra Şiası” bir süredir dillerde dolaşan bir terimdir. İmam Humeyni'nin “Asil-Gerçek Muhammedi İslam” karşısında “Amerikancı İslam”ı söz konusu etmesinden sonra İslam Devrimi Lideri Ayetullah Hamenei ve ülke aydınları da “İngiliz Şiiliği” adlı tehdide dikkat çekti.

 

Bu, İngiliz istihbarat servisi tarafından İslam ülkeleri arasındaki ayrılıkların mahsulünü toplamak için Londra'da desteklenen bir Şiiliktir. Çok masraflı propagandalarla, tüm gücünü Şia'yı şiddetle buluşturmak ve diğer İslami mezheplerin karşısına dikmek için harcayan bir Şiiliktir.

 

İslam Devrimi Lideri, çeşitli münasebetlerle “Amerikan Sünniliği” ve “İngiliz Şiiliği” anahtar kelimelerini vurguladı. O, son olarak da İmam Humeyni'nin vefat yıldönümünde yaptığı konuşmada Amerika'nın Şiilerle Sünniler arasında ihtilaf çıkarmaya yönelik çabalarını şu şekilde ortaya koydu:

 

“Buna hem Şiiler dikkat etmelidir hem de Sünniler. Düşmanın oyununa kanmamalıdırlar. Amerika'nın desteklediği Sünnilik ile Londra'daki merkezlerden dünyaya yayılan Şiilik, birbirinin aynısıdır. Her ikisi de şeytanın kardeşleridir, her ikisi de Amerika'nın ve Batı'nın piyonudur.”

 

Kültür Devrimi Yüksek Kurulu Üyesi Hasan Rahimpur Ezgadi, İngiliz Şiiliği konusunda insanları aydınlatmaya başlayan kişilerden biriydi. İngiliz Şiiliği konusundaki en yoğun bilinçlendirmeler birkaç yıl önce Cuma namazları öncesindeki konuşmalarla başladı. Bu konuşmalarda Rahimpur Ezgadi, “Londra Şiiliği” adlı bu akımın ülkede çıkardığı bidatleri ortaya koydu ve bunların hedefinin “Şia'yı aptal göstermek” olduğunu açıkladı.

 

Kültür Devrimi Yüksek Kurulu Üyesi Hasan Rahimpur Ezgadi, iki tür Muharrem ve matem olduğunu belirterek şunları söyledi: “İmam Hüseyin (a.s.) için ilk resmi mersiyeyi, Yezid okudu, ilk hakiki mersiyeyi ise Hz. Zeyneb (a.s.) okudu. Bugün de Şia toplumu içinde iki tür matem ve Ehlibeyt övgüsü var. Şu an hem Zeyneb'in mersiyesi hem de Yezid'in mersiyesi var. İmam Humeyni ve İslam Devrimi Lideri bu konuda iki ifade kullandı. İmam Humeyni ‘Amerikancı İslam' ifadesini, Devrim Lideri de ‘İngiliz Şiiliği' ifadesini kullandı.” 

  

Ayetullah Hamenei, 2014 yılındaki Vahdet Haftasında yaptığı konuşmada İngiliz Şiiliği ve Amerikan Sünniliği konusunda uyarılarda bulundu. İslam Devrimi Lideri, İslam dünyasının vahdetini sağlayacak etkenleri açıkladı ve “Şii ve Sünni mezheplerinin birbirine hakaret ve suizandan sakınmasının” son derece önemli olduğunu belirtti. Batılı istihbarat servislerinin ayrılık çıkarmak için geniş çaplı bir çaba içinde olduğunu hatırlatarak “İngiliz MI-6 ile ilişkili olan o Şiilik de CIA piyonu olan o Sünnilik de İslam ve Peygamber karşıtıdır” dedi.

 

 

İngiliz Şiiliğinin özellikleri

 

İngiliz Şiiliği, Amerikancı İslam'ın bir şubesidir; şehadetle ve cihatla herhangi bir ilgisi olmayan bir fırkadır. Tağutlar ve zalimler için hiçbir tehlike arz etmez, Amerika'nın ve İsrail'in yanından sessizce geçip gider. “İngiliz Şiiliği”, İmam Hüseyin'in safında ölmeyi değil, onun kanlı bedenine ağlayıp sızlamayı tercih eder. İngiliz Şiiliğinin hedefi, Allah'ın Resulü'nün dininin ıslahı yönünde hareket etmek değildir, o sadece ihtilafları ve ayrılıkları vurgular. Tekfir eder, söver, diğer Müslümanların mukaddesatına hakaret eder ve dünyadaki tek Şii yönetime karşı çıkar.

 

İslam Devrimi Lideri, sürekli olarak düşmanların asli ve tali olarak ayrılmasını vurgulamıştır ve vurgulamaktadır. İngiliz Şiiliği tali bir düşman değildir. Asli düşmanın bir projesidir. Bu uğursuz komplonun bir kolu IŞİD kılığında ortaya çıkmıştır. Bu, Vehhabilik ve cahillik koludur. Bir şubesi rezil Bahailik kılığında ortaya çıkmıştır. İngiliz Şiiliği, Şia'yı kan dökücü, akıl dışı ve aşırı göstermektedir. Hâlbuki Masum Şia İmamları (a.s.) akılcılığın ve adaletin mazharıdır. Şia'nın kılıcı, küfür cephesine ve İslam düşmanlarına karşı kınından çıkar. İngiliz Şiiliğinin kılıcı Müslüman kardeşini öldürür, kâfirlere ve müstekbirlere karşı ise itaatkârdır. İngiliz Şiiliği tek kelimeyle karaktersizdir.

 

İngilizlerin “ayrılık çıkar yönet” politikası, inançsal ihtilaflar yaratıp ayrılıklar çıkararak, Şiiliği diğer mezheplere karşı zayıflatmaya çalışmasıyla devam etti. Ancak bu zayıflatma doğrudan Şiilere yönelik değildi, tam aksine misafir ettiği cahil Şiilerle (veya MI-6'yla birlikte) Şiiliği ve Şiileri hedef aldı. Londra'da dini merci yetiştirmek, İngilizlerin (ve Amerika'nın) öngördüğü şekilde aşırılık yanlısı Şiilerin propagandalarını serbest bırakmak, İngiltere ve Amerika'da çok sayıda televizyon kanalı kurulmasını sağlamak bu yönde atılmış adımlardan bazılarıydı.

  

İngilizlerin Şiiliğe ilk nüfuz çabaları, Mirza Şirazi'nin emperyalist İngilizlerle yapılan anlaşmaya karşı çıktığı ve ondan sonra da Şia âlimlerinin her fırsatta bu büyük emperyalist güce karşı cihat fetvası vererek direniş gösterdiği dönemlere kadar gider. İngiliz hükümeti ve istihbarat servisi, bazı Şii mercilere ev sahipliği yaptı. Onların Avrupa'da seviliyor olmasından yararlandı; Kum ve Necef ilmiye havzalarındaki büyük mercilerin tarzlarına aykırı bir şekilde genç öğrenciler yetiştirmenin zeminini hazırladı.

 

Bu “Londralı din adamı” yetiştirme devam etti ve bugün “İngiliz merciliği” diye bilinen noktaya ulaşıldı. Tanınmış merci aileleri maalesef, MI-6'nın projesi doğrultusunda İslami yönetimi, değerli Şii mercilerini ve Velayet-i Fakih'i temelden sorgulayacak kadar ileri gittiler. Bu kişilerin gözündeki İslam ve Şiiliğin ne Amerikan sultacılığıyla ne de işgalci Siyonist rejimle bir sorunu var. Ne Gazze'deki masum çocukları savunmakla işleri var ne de IŞİD'e karşı bir tepkileri var. Onlar, İmam'ın Amerika'dan da Sovyetlerden de daha iğrenç diye nitelediği İngiltere'yi ve Amerika'yı ifade özgürlüğü gerekçesiyle övüyor ve açıkça Amerika'nın, İngiltere'nin ve İsrail'in işlerinden bize ne diyorlar.

 

İngilizlerin desteklediği din adamları; dini okullar, kültür merkezleri ve televizyon kanallarında aşırı görüşler ve inançlar yayarak bir yandan Şiileri Sünnilere lanet edip onlardan uzak olmaya çağırıyorlar, diğer yandan da tekfirci teröristlerle mücadele eden Şii mücahitlere en çirkin kelimelerle hakaretler ediyorlar. Böylece İngiliz Şiiliği, İngiltere ve Batı tarafından desteklenen teröristlere de en küçük bir zarar gelmemesi için çalışıyor.

 

İngiliz Şiiliği, İngilizlerin bölücü talimatlarını yerine getirme doğrultusunda faaliyet yürüttüğünden doğal olarak uluslararası istikbara (emperyalizme) karşı İslami vahdetle bir ilgisi yoktur. Nitekim kendisi de istikbarın kucağında yer almaktadır. Bu grubun saf ve aldatılmış taraftarları -bazıları garazkâr-, İran İslam Cumhuriyeti'nin Şii-Sünni savaşı ateşini söndürme yönündeki çabalarının zirvede olduğu dönemde düşmanlık ateşini körüklemek için “Ehl-i Sünnet'ten beri olma” adı altında yürüyüşler düzenledi. Hâlbuki Kum ve Necef'teki büyük Şii mercilerinin sürekli olarak vurguladığı üzere Ehl-i Sünnet'in mukaddesatına ve Hz. Peygamber'in (s.a.a.) hanımına lanet ve hakaret etmek haramdır.

 

Bugün İngiltere tüm tarihsel tecrübelerini kullanarak yeni ihtilaflarla emperyalizme karşı Direniş Cephesinden intikamını almaya çalışıyor. Mirza Şirazi'nin şehit edilmesi bunların içini rahatlatmamıştı. Tütün yasağı fetvasının intikamını Aşura merasimlerinde başa kama vurmayı ve Sünni mukaddesatına lanet edilmesini yasaklayan antiemperyalist fetvalar konusunda ihtilaf yaratarak almaya çalışıyorlardı.

 

Ancak zulüm ve zillete karşı dik duran akılcı ve bilinçli Şiilik, kendisi küçük ama medya ağları büyük olan bu grubun aleyhte propagandalarıyla akılsız, öfkeli ve şiddet yanlısı olarak tanıtılıyor. Bu propagandanın etkisini internette “Shia muslim” araması yaparak görebilirsiniz. “Şii Müslümanlar” araması sonucu arama motorlarında çıkan resimler, çoğunlukla kama vurma vb. görüntüleridir.

 

Şiiliğin akılcı imajını akılsız ve şiddet yanlısı şeklinde değiştirmek Londra Şiiliğinin faaliyetlerindendir. Tecrübeler ispat etmiştir ki İngilizlerin Şii din âlimleri üzerinde belirli bir düzeyde araştırma ve bilgi hâkimiyeti ve nüfuzu olduğu kuşkusuzdur. Seyyid Hüseyin Nasr, hatıralarında Amerikan elçisi William Sulliwan ve İngiliz Elçisi Antony Parsons'un Devrim zamanında bir taklit merciine yakınlaşma çabalarını anlatıyor. Bir başka taklit merciine yakınlaşmak için onun ilişkisini ve nüfuzunu nasıl kullandıklarını hatırlatıyor. (Seyyid Hüseyin Nasr'ın Hatıraları, s. 356)

 

 

İngilizlerin kama vurmanın yaygınlaşması yönündeki çabaları

 

İngiliz Şiiliği din adamlarının ve mercilerinin İngiliz hükümeti tarafından doğrudan desteklendiği ve kendilerine propaganda imkânları sunulduğu belirtiliyor. Geçen iki yıl içerisinde sadece bir seferinde 400 bin kişiye Aşura merasimlerinde kama vurmaları için kart postalandı. Bu kartların gönderilme masrafı en az bir milyon sterlindi. Onlar için İngiliz Şiiliği tabirinin kullanılmasının sebeplerinden biri de bunların düşünce ve inançlarının çoğunlukla İngiliz kanalları tarafından yayımlanmasıdır.

 

İngiliz Şiiliği, çok programlı ve güçlü bir şekilde çalışan bir tür siyasi partidir. Dolayısıyla, İngiliz Şiiliği adıyla gündeme gelen bu şeyin asıl meselesi, küresel istikbarın hedef olmaktan çıkarılıp Müslümanların saldırı oklarının hedefi haline getirilmesidir.

 

“Eğer biz Şiiler Müslümanların nüfusunun yüzde 15-20'sini oluşturuyorsak istikbar bizim önceliğimiz değildir, bizim asıl düşmanımız Müslümanların yüzde 85'idir” şeklindeki bu düşünce tarzı hangi kaynaktan besleniyor? Bu adi düşüncenin kaynağı neresidir?

 

 

İngiltere Parlamentosunun “İngiliz Şiiliğine” dâhil olması

 

Bir süre önce, İngiltere Parlamentosu, çok partili bir komite oluşturmaya karar verdi ve bunun kurulma hedeflerinden biri de Şiiliği savunmak olarak açıklandı. Hüccetulislam Behmenpur, bu komitenin şu an İngiliz Parlamentosunda kurulmuş olduğunu söyledi. İngiltere'deki bazı Şiiler de dünyada Şiilere yönelik kanlı saldırılar sebebiyle bu haberi duyduklarında çok sevindiler. İngiltere Allah rızası için herhangi bir şey yapmadığına göre öyle gözüküyor ki İngiltere'de İngiliz Şiiliği için karar alıcı düzeyde bir düşünce kuruluşu oluşturmak ve daha planlı faaliyetler için Londra'da bir “merci üretim fabrikası” kurulmak isteniyor.

 

 

İngiliz Şiiliğinin ilmi ve kültürel merkezleri

 

Sapkın İngiliz Şiiliği akımının Britanya ve Amerikan hükümetlerinin doğrudan veya dolaylı yardımlarıyla birbirine geçmiş eğitim, kültür ve medya merkezlerine sahip olduklarına değinildi. Bu eğitim, kültür ve medya merkezleri İran, Irak, İngiltere ve Amerika'da aktif durumdadır.

 

Bunların Irak'ta çok sayıda ilmiye havzası bulunmaktadır ve İmam Hüseyin eksenli vaazlar verecek din adamı yetiştirmektir. İngiliz Şiiliği, Irak halkının İmam Hüseyin'e duyduğu aşktan yararlanarak Kerbela'da kendine bir yer açmayı başardı.

 

Kerbela'da Şeyh Ahmed bin Fahad el-Hılli Havzası, 40'tan fazla sınıfıyla tam donanımlı olarak faaliyet halindedir. Bunun içinde “Resul-ı Azam Kültür Müessesesi” ve “İslami Kültür Merkezi” adlı iki merkez yer alıyor. Bu havza ayrıca “Heyetler”, “Hüseyni Meclisleri”, “Törenler ve Kutlamalar” ve “Konferanslar ve Sempozyumlar” adı altında 4 tane de komiteye sahiptir. 14 Masum Hayır Kurumu, el-Forat Araştırma Merkezi, et-Taki Kurumu, Resul-ı Azam Kurumu (Irak çapında çok sayıda şubeleri bulunmaktadır) Uluslararası Ehlibeyt Üniversitesi, eş-Şia li'l Enba Haber Ajansı (Şia Haber Ajansı) bu gruba ait merkezlerden bazılarıdır.

 

Resul-i Ekrem Kurumu, İmam Cevad Kurumu, Seyyidu'ş-Şuheda Hastanesi, Veliyullah el-Hayri Dispanseri, Seyyidu'ş-Şuheda li'l-Karz Kurumu, ez-Zehra Kurumu, Beytu'l-Abbas Heyeti, İmam Rıza Medresesi, İmam el-Hadi Kurumu, Şebeketu's-Sekafe (Kültür Kanalı), Heyetu'l-Muhsiniye, Mecmeu'l-Askeriyeyn de İngiliz Şiiliğine yakın çevrelerin İran'daki kurumlarından bazılarıdır ve bunlar da bu akımın görüş ve inançlarını yaymayı sürdürüyorlar.

 

 

İngiliz Şiiliğinin ayrılık çıkarmak için kullandığı televizyon kanalları

 

Yapılan araştırmalara göre 2014 yılına kadar İngiliz Şiiliğine mensup 14 uydu kanalı yayın faaliyeti yaptı. Yeni yılda da bunlara iki kanalın daha ekleneceği açıklandı. Bu kanalların kurulmasının hedefi, farklı dillerde yaptıkları yayınlarla dünyanın en uzak köşelerine Londra'daki mercilerinin düşünce ve inançlarını ulaştırmaktır. Bu kanallar, 2003 ila 2013 yılları arasında kuruldu ve serbestçe de yayın yapabiliyor.  

  

Bu kanalların masraflarının izleyicilerden toplanan paralarla karşılanacağı açıklandı ve bu sebeple de dünyanın birçok yerinde bürolar veya banka hesapları açıldı.

 

1- Merceiyet Kanalı: Farsça, Arapça ve İngilizce olarak yayın yapıyor, şer'i sorulara cevaplar veya sapkın Şia inançlarıyla bağlantılı programlar yayımlıyor.

 

2- İmam Hüseyin-1 Kanalı: Bu kanal Farsça olarak sözde Ehlibeyt eksenli yayın yapıyor. Bunun merkez bürosu, Kerbela'da Hz. Hüseyin'in kabrinin yakınlarındadır. Günün birçok saatinde İmam Hüseyin'in hareminin kameralarından canlı görüntüler yayımlıyor.

 

3- İmam Hüseyin-2 Kanalı: Bu kanal aynı programları Arapça olarak yayımlıyor.

 

4- İmam Hüseyin-3 Kanalı: Bu kanal da aynı programları İngilizce olarak yayımlıyor.

 

İmam Hüseyin kanalları, genellikle İmam Hüseyin'in inanç ve şiarlarını yayımlamaya özen gösteriyor, yayınların yönü Londra'dan belirlenip yönlendiriliyor.

 

5- Selam Kanalı: Bu kanal yayınlarına 2005 yılında başladı. Hiçbir siyasi partiye veya harekete mensup olmadığını iddia ediyor. Bu kanalın yöneticisi Muhammed Hidayeti, Amerika'da yaşıyor ve İran İslam Cumhuriyeti'ne ve Velayet-i Fakihe sert muhalefetiyle tanınıyor. İran'da 2009'daki seçimlerden sonra çıkan olaylarda karışıklık çıkaranları destekleyen yayınları sebebiyle bu kanalın bazı hatipleri, buna tepki göstererek kanaldan ayrıldı.

 

6- Zehra ve el-Mehdi Kanalı: Hotbird uydusundan yayın yapan Zehra kanalı, Farsça, Arapça, Türkçe ve İngilizce programlar yayımlıyor.

 

7- Ch 4 Teen Kanalı: Bu kanal herhangi bir mali yardım talep etmeksizin 24 saat Arapça yayın yapıyor. Bu kanalın özellikle propagandasını yaptığı şey İmam Hüseyin için kama vurulmasıdır. Kama vurma bu kanalın uzmanları tarafından müstehap bir amel olarak açıklanıyor.

 

8- El Envar Kanalı: Bu kanal, 2004 yılında üç uydudan yayın yapmaya başladı. Bu kanalın programları Londra'dan yayımlanıyor ama merkez bürosu Kuveyt'tedir. El Envar, Irak'ın en önemli dini kanallarından biridir ve İngiliz Şiiliği düşüncesini yaymaya çalışmaktadır.

 

9- Baki Kanalı: Bu kanal, Şia'nın sesini ve İmamların mazlumluğunu tüm dünyaya ulaştırmak iddiasıyla iki yıl önce yayına başladı.

 

10- El Akile Kanalı.

 

11- İmam Sadık Kanalı.

 

12- Hz. Hatice kanalı: Urduca ve güneydoğu Asya dillerinde yayın yapıyor.

 

13- Selam Kanalı.

 

14- Fedek Kanalı: Bu kanalın yöneticisi “Yasir Yahya Abdullah el-Habib”, 1977'de doğdu. Kuveyt Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesinden mezun olduğunda 25 yaşındaydı. “Mehdi'nin Hizmetçileri Heyeti”ni kurmasının üstünden 3 yıl geçmişti. Aşırılık yanlısı düşünceleri sebebiyle Kuveyt hükümeti bu heyeti kapattı ve onu da cezaevine attı.

 

Ancak bu genç, İngilizlerin gözüne girmeyi başarmıştı. Kısa sürede İngiliz ve Amerikalı insan hakları örgütlerinin konusu oldu. Kuveyt hükümeti bu insan hakları örgütlerinin bunca tutuklu ve işkence gören kimse varken neden bu genç din adamıyla bu kadar ilgilendiğine şaşırmıştı; ama başına daha fazla dert açmamak için onu üç aydan fazla cezaevinde tutmadı.

 

Yasir el-Habib, İngiliz hükümetinin sağladığı imkânlarla Şiilerin kalbine Sünni düşmanlığı tohumları ekmekle meşgul olan Londra'daki din adamlarından biridir.

 

Bu İngiliz mollasının konuşmaları büyük taklit mercilerine de açık ve sürekli hakaretlerle doludur. İngiliz Şiiliği, Şii taklit mercilerini din dışı saymaktadır.

 

Genç şeyh, Kuveyt'te cezaevinden çıkınca İngilizlerle dost oldu. İngiltere'den siyasi sığınma aldı ve bu ülkenin kuzeyine gitti. Onun Londra'ya yerleşmesi ve faaliyet alanını hızla genişletmesi için yalnızca iki yıl yeterli oldu. Shia Newspaper (Şia Gazetesi) adlı bir gazete çıkardı. Londra'da İmameyn-i Askeriyeyn Dini İlimler Havzasını açtı ve İngilizlerin desteğiyle Fedek televizyon kanalını kurdu. 2010 yılında da Londra'daki “heyet”inin mekânını Seyyidu'ş-Şuheda Hüseyniyesi adı altındaki merkeze nakletti. Dini ilimler havzası, heyeti, çalışma ofisi, medyası, Fedek kanalı, Şia gazetesi ve internet sitesini kurduğu külliyeye yerleştirdi.

 

15- Ehlibeyt Kanalı: Bu kanal, Hasan Allahyari adlı bir Afganlının yönetiminde önce Kum kentinde kuruldu. Bu kutsal ismi seçerek Kum kentinin kültürel atmosferinde kendisine bir konum elde etmeye çalıştı. Ehlibeyt kanalı, en önemli faaliyet olarak İslami mezhepler arasında ayrılık çıkarmaya çalıştı. Hz. Fatıma'nın matem günlerini “Muhsiniye” adı altında vurgulamak, İkinci Halifenin ölüm yıldönümlerinde “Zehra Bayramı” adı altında kutlamalar yapmak ve Hz. Peygamber'in (s.a.a.) hanımına sürekli olarak hakaret etmek bu kanalın en önemli faaliyetleriydi.

 

Ehlibeyt kanalı Amerika'dan 24 saat yayın yapıyor ve İslam mezhepleri arasında ayrılıklar çıkarmaya yönelik programlar yayımlıyor. Bu kanalın sabit ve sözde sunucusu, onu taklit mercilerine ait olarak tanıttı ve taklit mercilerinin bürolarının tarafından desteklendiğini iddia etti. Fakat taklit mercilerinin bürolarının yetkilileri bu iddiaları yalanladılar.

   

Kum'da yaşayan Afgan taklit mercilerinden Ayetullah Kurban Ali Muhakkik Kabuli, Ehlibeyt kanalını destekliyordu. Geçen yıl kanalın fitneci mahiyeti ifşa edilince Ayetullah Kabuli de 2010 yılının eylül ayında yayımladığı bir bildiri ile Müslümanlar arasındaki birliğin önemini vurguladı ve şöyle dedi: “Gerçek Ehlibeyt takipçilerinden söz konusu televizyon kanalına her türlü maddi ve manevi yardımdan sakınmaları özellikle rica olunur. Bizim açımızdan bu kanala ve her ne ad altında olursa olsun İslam ümmeti içerisinde ayrılık çıkarmaya yönelik programlar içeren diğer kanallara ve merkezlere verilecek her türlü bağış caiz olmaması bir yana, düşmanla işbirliği yapmaktır.”

 

Londra'daki bu televizyon kanalı, yayımladığı bir programda “Biz bu akşam Aişe'ye karşı savaş ilan ediyoruz” diye ilan ederek Londra'daki küçük bir topluluğu bir araya getirdi ve Hz. Peygamber'in (s.a.a.) hanımına hakaret etti. Bu program, Irak, Arabistan, Lübnan, Pakistan vb. gibi ülkelerde haber bültenlerinde ve sosyal medyada yoğun bir şekilde gündeme getirildi, bunun üzerine birçok ülkede Şiilerle Sünniler arasında çatışmalar yaşandı. Bu ihtilaflar o kadar tırmandı ki taklit mercileri de buna tepki gösterdi.

 

Arabistan ulemasının Peygamber'in Hanımı Aişe'ye hakaret edilmesine dair fetva talebi üzerine İslam Devrimi Lideri Ayetullah Hamenei şu fetvayı verdi: “Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin sembollerine hakaret etmek, bu cümleden Hz. Peygamber'in (s.a.a.) hanımına suçlamalarda bulunmak haramdır. Bu durum tüm peygamberlerin hanımlarını, özellikle de İslam Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa'nın (s.a.a.) hanımlarını kapsamaktadır.” Bu fetva adeta ateşe dökülen su gibi İngiliz Şiiliğinin fitne ateşini etkisiz bıraktı, özellikle de Ehl-i Sünnet medyasında geniş yankı yaptı.

 

Özetle bu sapkın akımın yaygınlaştırmaya çalıştığı üç konu şunlardır:

 

1- Kama vurma, cam kırıkları ve ateş üzerinde yürüme, sırtına bıçak vurma vs. gibi zarar verici şeyleri yaygınlaştırmak.

 

2- Ehl-i Sünnet'e ve mukaddesatına hakaret etmek ve onlardan uzak olduğunu ilan etmek.

 

3- İslam Devrimi'ne, İmam Humeyni'ye ve Devrim Lideri Ayetullah Hamenei'ye hakaret etmek.

 

Bu akım, Hz. Mehdi'nin (a.s.) zuhurundan önce kurulan her türlü İslami yönetimi, tağuti yönetim olarak niteliyor ve bu bahane ile dünyadaki tek Şii yönetim olan İslam Cumhuriyeti'ne şiddetle karşı çıkıyor.

 

Kısa bir süre önce İran İstihbarat Bakanlığı yerinde bir adım atarak bu uydu kanallarının Kum, Tahran ve Meşhed'deki bürolarını mühürledi ve bazı adamlarını tutukladı. Ayrıca bu akıma ait bazı internet siteleri de yargı kararıyla erişime engellendi.

 

 

 

Çeviren: Hüseyin Mahir

 

 

 

Medya Şafak

 

 

 

 

 

 

https://www.mashreghnews.ir/news/378305/تشیع-انگلیسی-از-تکفیر-اهل-سنت-تا-انحراف-در-اعتقادات-شیعیان