Elijah J. Magnier: Rus Ordusu Ukrayna’da başarısız mı oldu?

Elijah J. Magnier: Rus Ordusu Ukrayna’da başarısız mı oldu?
Batı medyası, başkent Bağdat'ın -her Irak şehri gibi-, ABD ve müttefik orduları harekete geçmeden önce onlarca Tomahawk füzesi ile nasıl bombalandığını “unutmuş”. Afganistan'ın başkenti Kabil de ABD ordusu oraya erişmeden önce ağır bir şekilde bombalanmıştı. Rus savaşının ilk iki haftasında Kiev, TV kanalı kulesini yok eden tek bir hassas füze ile vuruldu. Üçüncü haftada, başkente sadece birkaç füze düştü.

 

 

Elijah J. Magnier

 

 

ejmagnier.com

 

Batılı analistlerin baskın anlatısında, Ukrayna'daki Rus askeri planlarının "başarısız olduğu" iddia ediliyor. Bu analistler, sanki Başkan Vladimir Putin'in askeri kurmayının bir parçasıymışlar ve saldırının her ayrıntısında, savaş planlarını denetleyerek şahsen hazır bulunmuşlar gibi güvenle yazıyorlar. Ana akımın enformasyon platformuna hükmetmesi ve sosyal medyanın desteğine sahip olması anlaşılabilir bir durumdur. Bu medya, Rus askerlerinin, Rusya ve Beyaz Rusya devlet başkanları Vladimir Putin ve Alexander Lukashenko'nun öldürülmesine çağrı yaparak kendi kurallarını bile değiştirmiş medyadır. Ancak ana akım medyanın sesinin daha yüksek çıkması, hakikatin ölçüsü mü? Rusya, sürekli uzayan savaşı bir türlü bitiremiyor mu? Avantaj artık Rusya'da değil mi?

 

Bu, Başkan Putin'in (ABD liderliğindeki) güçlü Batılı ülkelerle karşı karşıya geldiği, savaş alanında onlarla yüzleştiği ilk sefer değil. Rus-ABD dolaylı savaşı daha önce Suriye'de gerçekleşmişti ve medya o zamanlarda da Suriye'deki Rus güçleriyle alay etmekle meşguldü. Bazı gazeteciler, "Rus donanmasının bir kısmının Suriye'nin Tartus ve Lazkiye limanlarına ulaşmadan önce denizde bazı gemilerini kaybettiğini" ve "eski Rus SU jetlerinin havalanmayı başaramayacağını" bile söylediler.

 

Birkaç ay sonra Rusya, savaşın gidişatını Şam'daki merkezi hükümetin lehine çevirerek hem ana akım medyayı hem de Batılı liderleri çileden çıkardı. Suriye'de “düşmüş bir devlet” yaratmak için çok yatırım yapmışlardı. Ürdün ve Türkiye'deki ABD ve NATO eğitim programları ve Batı’daki savaş odalarının tümü, Rusya'ya karşı “savaş”ı planlamak ve yürütmekle meşgul oldu. Batılı ülkeler Suriye'deki militanlara tonlarca silah sevkiyatı yaptı ancak hedeflerine ulaşamadılar. Ukrayna'daki bugünkü çatışma, dünkü Suriye savaşıyla benzerlikler taşıyor.

 

Moskova 24 Şubat'ta Ukrayna'ya savaş ilan etti ve bunu meşru amaçlara dayalı “özel bir operasyon” olarak nitelendirdi. Rus ordusu ilk günde Ukrayna askeri yeteneklerinin %90'ını yok etti ve ikinci gün Antonov Havalimanı'nı ele geçirerek başkent Kiev'in eteklerine ulaştı.

 

2003'te Irak'ta aynı şey olmamıştı: Amerika, İngiltere ve "her şeye kadir" Batılı müttefikleri başkent Bağdat'a varmak için üç haftaya ihtiyaç duydular. Ukrayna'nın aksine hiçbir ülke Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'i desteklemedi ve Iraklılar onun devrilmesinden memnundular. Yaptırımlar on yıldan fazla bir süredir Saddam'ı zayıflatmıştı: hiçbir Ortadoğu ülkesi onu desteklemedi ve birçok Iraklı ilk aylarda işgalcileri selamladı.

 

Ukrayna'da anlatı farklıdır. Batı medyası, başkent Bağdat'ın -her Irak şehri gibi-, ABD ve müttefik orduları harekete geçmeden önce onlarca Tomahawk füzesi ile nasıl bombalandığını “unutmuş”. Afganistan'ın başkenti Kabil de ABD ordusu oraya erişmeden önce ağır bir şekilde bombalanmıştı. Rus savaşının ilk iki haftasında Kiev, TV kanalı kulesini yok eden tek bir hassas füze ile vuruldu. Üçüncü haftada, başkente sadece birkaç füze düştü.

 

Güçlü ve etkili Batı medyası dışında kimse Moskova'nın planının bir-iki gün veya bir- iki hafta içinde Kiev'e girmek olduğunu söylememişti zaten. Savaşın 21. gününden sonra bile Rus planı bu değil. Unutulmamalıdır ki Ukrayna, Rusya'dan sonra eski Sovyetler Birliği'ndeki en güçlü ülkedir. Yüzölçümü, Suriye ve Irak'ın veya Fransa, Belçika ve Hollanda'nın toplamından daha geniştir. Ayrıca, 2015 yılında Başkan Barack Obama, ABD kuvvetlerine ve NATO'ya, kendileriyle birlikte birden fazla askeri manevraya katılan Ukrayna birliklerine eğitim vermeye başlamalarını emretmişti. Tüm niyet ve amaçlar, Ukrayna ordusunun NATO tarafından Rusya'ya karşı koymak için donatılıp eğitilmesiydi.

 

Ukrayna'nın 2014'te 120.000 askeri vardı ve savunma bütçesi için %1,57’lik GSYİH'ya eşdeğer 1,9 milyar dolar harcadı. ABD'nin mali ve askeri planlarıyla bu rakamlar göklere çıktı ve Amerika, Ukrayna ordusunu Rusya'ya karşı ABD adına vekâlet savaşı vermesi için hazırladı. Ukrayna güvenlik güçlerinin sayısı 2022'de 363.000'e ulaştı ve Başkan Volodymyr Zelensky, silahlı kuvvetlere 100.000 adam daha eklemek için bir kararname imzaladı. ABD, Ukrayna ordusuna 2015 ve 2021 yılları arasında 2,6 milyar doların üzerinde yatırım yaptı. Savaş sırasında 1 milyar dolarlık silah tedariki sağladı ve milyarlarca dolar daha yatırım yapacak. Ukrayna ordusunu çok cömertçe finanse eden ABD, birkaç bankasının iflasını ilan ettiğini önceki yıllarda çöken Ukrayna ekonomisini desteklememişti.

 

NATO Ukrayna'daydı ve ülkeyi saflarına katılmaya hazırlıyordu. Rusya, NATO'nun Ukrayna ordusunu eğitmesine karşı çıktı ve ABD de Moskova'ya meydan okumayı planladı. Ancak ABD, bu savaşın gerçekleşmesi için hazırlığını yapmıştı. Başkan Putin'in iki zor seçeneği vardı: protestolarını sözlü itirazla sınırlamak ve hemen yanı başında; ABD destekli, biyolojik askeri araştırma laboratuvarlarına sahip bir ülkeyle komşu olmak. İkinci zor seçimi, Ukrayna'ya karşı bir savaş ve bunun tüm sonuçlarıyla ödenmesi gereken ağır bedeliydi.

 

Çeviri: Medya Şafak