Avrupa’yı soğuk ve karanlık bir kış bekliyor

Avrupa’yı soğuk ve karanlık bir kış bekliyor
Avrupa'nın önde gelen sanayi gücü olan Almanya, gazının yüzde 40'ından fazlasını Rusya'dan ithal ettiği için en ciddi şekilde etkileniyor. Rus gaz akışının azalması sonucunda Alman şehirleri, enerji tasarrufu için geceleri resmi binaların ışıklarını kapatmak zorunda kaldı. Hanover, ışıkları kapatan ilk Alman şehri oldu. Bunu başkent Berlin, Münih ve Aşağı Saksonya izledi. Uzun yaz günlerinde bu tolere edilebilir ancak kış yaklaştığında durum daha vahim hale gelecek.

Avrupa’yı soğuk ve karanlık bir kış bekliyor

 

Crescent International

 

Çalışan sınıfların Avrupa genelinde artan gıda ve yakıt fiyatlarına ilişkin hoşnutsuzluğu bugün kötü görünüyorsa, siz asıl kış aylarını bekleyin. Durum çok daha çirkinleşebilir. Avrupa’da alarm zilleri çalmaya başladı bile. Büyük endüstrileri çöküşün eşiğinde sarsılan, insanların evlerine yapılan gaz tedarikinin ve soğuk duşların kesildiği ve azalan sanayi üretiminden en fazla zarar görebilecek ülkeler listesinin başında Almanya geliyor.

 

Pek çok Avrupa ülkesinde öngörülemeyen sonuçlar doğuracak isyanları göz ardı etmek mümkün değil. Genellikle sakin görünen New York Times bile şu manşeti atmak zorunda kaldı: “İngiltere, işçilerin hoşnutsuz yazına hazırlık yapıyor.” Siz asıl soğuk, kederli kış aylarını bekleyin!

 

Avrupa'nın hasta adamı olarak adlandırılan İngiltere, Mayıs ayında yüzde 9,1'e ulaşan devasa enflasyonun doğrudan sonucu olan bir liderlik kriziyle karşı karşıya. Kriz o zamandan beri daha da yükseldi. İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey, geçen ay ülkenin son 300 yılın en büyük ekonomik daralmasıyla karşı karşıya olduğunu itiraf etti.

 

Tren sürücüleri dâhil olmak üzere demiryolu işçileri, okul öğretmenleri, hastane personeli ve hatta avukatlar bile daha yüksek ücret talep etmek için protesto gösterilerinde bulunuyorlar. Tüm Britanya’da bir genel grev tehdidi yaklaşıyor. Nüfusun yüzde 20'sinin temel gıda maddelerinden ve yakıttan yoksun olduğu göz önüne alındığında, bu vaziyet şaşırtıcı değil. Shell, Nisan-Haziran ayları arasındaki üç aylık dönemde 10 milyar sterlinlik devasa bir kâr elde ederken, sıradan halk gaz ve yakıtta büyük maliyet artışlarıyla karşı karşıya kaldı.

 

Shell'in İcra Kurulu Başkanı Ben van Beurden’a, şirketin, yüksek faturalar ve hane halklarının karşı karşıya olduğu kabaran enflasyon arasında, bu artan kârları nasıl elde ettiği sorulduğunda umursamaz bir havaya büründü. Şirketinin “mucizeler gerçekleştiremeyeceğini”, en fazla hâlihazırda acı çeken kitlelere biraz rahatlama sağlamak için fiyatları düşürebileceğini söyledi. Ancak bu, sıradan insanlara ne kadar acı çektirdiğine bakılmaksızın, kârı en üst düzeye çıkarma “kutsal yasasına” aykırı olacaktır.

 

İtalya, Fransa, Slovakya ve Finlandiya da dâhil olmak üzere diğer ülkeler de artan gıda ve yakıt fiyatlarının bir sonucu olarak işçi sınıfının huzursuzluğu tehdidiyle karşı karşıya. Macaristan, İspanya, Estonya, Yunanistan ve Polonya gibi bazı Avrupa ülkeleri, Rusya'dan gaz ithalatına yönelik Avrupa kısıtlamalarından muafiyet talep ettiler ve kendi ayrı anlaşmalarını yapmaya çalışıyorlar.

 

Durum, ABD'nin Rusya'ya Ukrayna'yı işgali nedeniyle uyguladığı yaptırımların doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı. Amerikan savaş ağaları manzaranın karşısında oturup Ukrayna'nın toz haline gelmesini izlerken, yaptırımların Rusya'ya zarar verdiğinde ısrar ediyorlar. Ama bu doğru değil. Yüksek petrol ve gaz fiyatları, Rusya'ya beklenmedik kârlar getirerek, Ukrayna savaşı başlamadan önceki Rus kazançlarını geçti. Moskova ayrıca ruble cinsinden ödeme talep etti ve bu da Rus para biriminin ABD doları karşısında yeni zirvelere yükselmesine neden oldu.

 

Amerikan silah üreticileri savaşları sever. Ukrayna'ya daha fazla silah satma ihtimali karşısında ağızları sulanıyor. Rusya'nın 24 Şubat 2022'de "özel askeri operasyon" dediği şeyi başlatmasından bu yana 50 milyar dolardan fazla tutan silah Kiev'e teslim edildi. Ukrayna'nın bunları ödeyecek parası olmasa da Amerika, Kiev'i savaşa devam etmeye zorluyor. Washington, savaş sona erdiğinde Ukrayna varlıkları (mineraller ve diğer emtialar) şeklinde ödeme alabileceğini biliyor.

 

Ukrayna'nın çatışmalar durduktan sonra neye benzeyeceği belirsiz. Rusya savaş amaçlarını genişletti ve ilk hedefi olarak ilan ettiği Donbass bölgesinin ötesindeki Ukrayna topraklarının büyük bir bölümünü ele geçirene kadar, harekâtı sürdürmekle tehdit etti.

 

Yaptırımlar, Rusya'ya zarar vermek şöyle dursun, çoğu Avrupa ülkesinin ekonomisini harap etti. Bunun nedeni, Rus petrol ve gazına bağımlı olmalarıdır. Avrupa'nın önde gelen sanayi gücü olan Almanya, gazının yüzde 40'ından fazlasını Rusya'dan ithal ettiği için en ciddi şekilde etkileniyor. Hem IMF hem de Rabobank analizleri, Almanya'nın ekonomik görünümünün kasvetli bir resmini çiziyor. Rabobank analizi, “Gaz kıtlığı bir Alman durgunluğunu kaçınılmaz hale getirecek” öngörüsünde bulunuyor.

 

Rus gaz akışının azalması sonucunda Alman şehirleri, enerji tasarrufu için geceleri resmi binaların ışıklarını kapatmak zorunda kaldı. Hanover, ışıkları kapatan ilk Alman şehri oldu. Bunu başkent Berlin, Münih ve Aşağı Saksonya izledi. Uzun yaz günlerinde bu tolere edilebilir ancak kış yaklaştığında durum daha vahim hale gelecek.

 

Avrupa Komisyonu geçen ay üye devletlerden Rusya'dan doğalgazın tamamen kesilmesi ihtimaline karşı plan yapmalarını istedi ama bunu söylemek yapmaktan elbette daha kolay. Avrupa ülkelerinin bu açığı hemen kapatabilecekleri alternatif petrol ve gaz kaynakları yok. Orta vadede bile altyapı yetersizliğinden bu mümkün değil.

 

Önümüzdeki kış Avrupa nüfusu açlıktan kırılmaya ve donmaya başlar ise İngiliz Kanalı ve Akdeniz'i geçerek Orta Doğu ülkelerinin kıyılarına vuran bir Avrupalı mülteci seliyle karşılaşmamız artık ihtimal dâhilinde! Eğer bu gerçekleşirse, kesin olan bir şey var ama! Avrupalı mülteciler, Batılı rejimlerin Batı Asya ve Afrika'daki savaşlardan kaçan mültecilere uyguladığından çok daha insanca muamele görecek.

 

Yeni dünya düzeninin şafağına hoş geldiniz!

 

 

Çeviri: Medya Şafak