İran 15 bin kişiyi idam edecek yalanı nasıl uyduruldu?

İran 15 bin kişiyi idam edecek yalanı nasıl uyduruldu?
İranlı yetkililer tarafından gözaltına alınan 15 bin protestocu rakamı suları daha da bulandıran İnsan Hakları Aktivistleri Haber Ajansı'ndan (HRANA) kaynaklanıyor. ABD merkezli HRANA, İran İnsan Hakları Aktivistleri’nin (HRAI) medya koludur ve National Endowment for Democracy'den (NED) fon alan bir gruptur. NED ise on yıllardır dünya genelinde rejim değişikliği çabalarını finanse eden, bir CIA yumuşak güç aparatıdır.

 

 

The Cradle

 

Sosyal medya son birkaç gündür, Mehsa Emini'nin ölümünün yol açtığı sokak protestoları ve şiddet içeren isyanların ardından İran İslam Cumhuriyeti'nin 15.000 protestocuyu ölüm cezasına çarptırdığına dair asılsız haberlerle dolup taşıyor.

 

Yanıltıcı iddialar büyük ölçüde, Britanya merkezli ve Suudiler tarafından finanse edilen Iran International haber kuruluşunun İranlı milletvekillerinin çoğunluğu tarafından imzalanan bir mektuba ilişkin 6 Kasım tarihli bir raporundan kaynaklanıyor.

 

Bu mektupta 290 milletvekilinden 227'si, yargıyı ayaklanmalara karışanlar için ağır cezalar düşünmeye çağırıyor.

 

“Bizler, bu milletin temsilcileri olarak, Yargı dâhil tüm devlet yetkililerinden, İslam Cumhuriyeti'ne karşı savaş açanlara, IŞİD'li teröristler gibi insanların canına ve malına saldıranlara en kısa zamanda ve ibret olacak şekilde muamele edilmesini istiyoruz” dediler.

 

Newsweek gibi Batılı yayın organları sadece birkaç gün içinde,  İran parlamentosunun "ezici bir çoğunlukla protestocular için ölüm cezası lehinde oy kullandığını" iddia ederek bu hikâyeyi yanlış yorumlamayı seçti ve düpedüz sahte haberlere dönüştürdü.

 

Peter Frampton, Sophie Turner, Viola Davis ve Kanada Başbakanı Justin Trudeau gibi figürler de dâhil olmak üzere birçok Batılı tanınmış kişi, İran karşıtı en son sahte haberleri utanç duymadan yayarak yangını körüklemeyi tercih ettiler.

 

Gerçekte ise Tahran'da böyle bir oylama yapılmadı, çünkü bir mektubu imzalamak yasa çıkarmak anlamına gelmiyor. Ayrıca, İran Anayasası'nda yargı ayrı bir hükümet erki olarak düzenlendiği için İran parlamentosunun ceza verme yetkisi yok.

 

Anayasanın 11. maddesi, yargının bağımsız bir güç olarak rolünü ayrıntılı bir şekilde ortaya koyuyor.

 

“İranlı yetkililer tarafından gözaltına alınan 15.000 protestocu rakamı”, suları daha da bulandıran İnsan Hakları Aktivistleri Haber Ajansı'ndan (HRANA) kaynaklanıyor.

 

ABD merkezli HRANA, İran İnsan Hakları Aktivistleri’nin (HRAI) medya koludur ve National Endowment for Democracy'den (NED) fon alan bir gruptur. NED ise on yıllardır dünya genelinde rejim değişikliği çabalarını finanse eden, bir CIA yumuşak güç aparatıdır.

 

İran devlet haber ajansı IRNA'nın 14 Kasım'da bildirdiğine göre, İran şimdiye kadar tek bir protestocuyu "kamu huzurunu ve düzenini bozmak, ulusal güvenliğe karşı gösteri ve cinayet işlemek suretiyle komplo kurmak ve yeryüzündeki fesat çıkarmak" suçlamalarıyla resmi olarak ölüm cezasına çarptırdı. Bu kişinin Tahran vilayetinde bir hükümet merkezini ateşe verdiği bildiriliyor.

 

Beş kişi ise "ulusal güvenliğe karşı suç işlemek amacıyla toplanma ve gizli anlaşma ile kamu düzenini ve huzurunu bozma" suçlamasıyla 5 ila 10 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı.

 

Geçen ayın sonlarında İran Yargısı, Tahran'da ayaklanmalara katıldıkları için 1000 kişinin alenen yargılanacağını duyurmuştu.

 

İranlı yetkililer, yabancı güçleri, devrimci hükümeti devirmeye zorlamak için sokak şiddetini kışkırtmakla suçluyor. Eski ABD yetkilileri bile Batı İran'daki ayrılıkçı grupların Irak Kürdistan Bölgesi'nde (İKR) tam da bu amaçla eğitildiğini ve silahlandırıldığını kabul ediyorlar.

 

 

Çeviri: Medya Şafak