Filistin direnişinin yeni cephesi / Her gün bir önceki günden daha caydırıcı

Filistin direnişinin yeni cephesi / Her gün bir önceki günden daha caydırıcı
Perşembe günü Güney Lübnan'dan işgal altındaki Filistin'in kuzey bölgelerine yönelik düzenlenen füze saldırısı, gerçekte Lübnan Hizbullah'ının eylemi değil, Filistin direnişinin Siyonist işgale karşı açtığı yeni bir cepheydi.

 

Tasnimnews

 

Perşembe günü Güney Lübnan'dan işgal altındaki Filistin'in kuzey bölgelerine yönelik düzenlenen füze saldırısı, gerçekte Lübnan Hizbullah'ının eylemi değil, Filistin direnişinin Siyonist işgale karşı açtığı yeni bir cepheydi.

 

6 Nisan 2023 Perşembe (17 Nisan 1402) akşamı Lübnan'ın güneyinden işgal altındaki Filistin'in kuzeyindeki bölgelere 100'e yakın Katyuşa ve Grad kısa menzilli füze atıldı. Bu füze saldırısında hedef alınan noktalar, “üçgen bölge” olarak bilinen Batı ve Doğu Celile'deki yerlerdi.

 

Bu füze saldırılarının başlamasından dakikalar önce, bazıları, Filistin direnişinin 2021'de Gazze Şeridi'nin çevresindeki ve Kudüs şehrinin batısındaki Siyonist hedeflere yönelik roket saldırılarıyla gerçekleştirdiği harekâtı hatırlatacak şekilde, "Kudüs Kılıcı 2" hamlesinin gerçekleşebileceğinden söz ediyordu.

 

"Kudüs Kılıcı Operasyonu", Siyonist yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'ya art arda yaptıkları saldırıları ve Mescid-i Aksa çevresindeki Filistin mahallelerinde düzenledikleri “bayrak” yürüyüşü sonrasında gerçekleşmişti.

 

O sırada Siyonist rejim eş zamanlı olarak Kudüs’teki Filistin mahallesi "Şeyh Cerrah"ı tahliye girişiminde bulunmuş, bunun ardından, Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin Kassam Tugayları komutanı Muhammed ed-Dayf’ın yazılı uyarısı sonrasında, “Kudüs Kılıcı” operasyonu gerçekleştirilmişti.

 

Hizbullah mı, Filistin direnişi mi?

 

Lübnan Hizbullah hareketinin 80'li yıllarının başlarında Güney Lübnan'da kurulmasından bu yana, bu bölgenin adı "Hizbullah" adıyla özdeşleşmiştir ve buradaki herhangi bir direniş eylemi kaçınılmaz olarak insanların zihnini Hizbullah'a çevirmektedir. Bununla birlikte, Filistin direnişinin Güney Lübnan'dan işgal altındaki topraklara yaptığı son füze saldırısı, Siyonist işgale karşı direnişte yeni bir sayfa açmıştır.

 

Operasyondan dakikalar sonra Lübnan Hizbullahı yaptığı açıklamada bu saldırılarda rolünün olmadığını resmen ilan etmiş ve Güney Lübnan'dan Siyonistlere yapılan hamlenin kaynağının Filistin direnişi olduğunu vurgulamıştır.

 

Öte yandan ateşlenen füzelerin türü ve menzili de bu saldırıların Hizbullah kaynaklı olmadığını doğruluyor. Ateşlenen füzeler “Katyuşa” ve “Grad” idiler ve Hizbullah uzun bir süredir Siyonistleri hedef almak için bunları kullanmayı bırakmıştır. Bu tür füzeler Hizbullah tarafından 2006'daki 33 Gün Savaşı öncesinde kullanılıyordu ve sonrasında hareket daha ağır ve daha uzun menzilli füzelere başvurdu. Bu saldırıda kullanılan füzeler, Filistin direnişinin Gazze Şeridi'nde yıllardır kullandığı silahlarla aynı cinstendir.

 

Hizbullah ve Seyyid Hasan Nasrallah'ın, saldırıların menşeinin Filistin olduğuna dair resmi açıklamasının ve kullanılan füzelerin cinslerinin yanı sıra, hedeflenen bölgeler ve saldırı menzili de bu durumu doğruluyor.

 

Hedef alınan bölgelerin işgal altındaki Filistin'in en kuzey kesimlerinde, Batı ve Doğu Celile'de yer alıp Lübnan'ın güney sınırlarına yakın olması ve bu füze operasyonunun Gazze Şeridi'nden Siyonistlere yönelik yapılan roket saldırılarıyla mukayesesi, bu eylemin kaynağının Filistinliler olduğunu bir kez daha teyit etmektedir.

 

Siyonist rejimin askeri strateji belgesinde çatışma cepheleri

 

Siyonist rejim, 2015 yılında yayınladığı askeri stratejik belgesinde, ordusunun olası çatışmaları için 4 cephe tanımlamıştır:

 

- Güney Lübnan'da, Hizbullah'ı ve Suriye Golan Cephesini içeren Kuzey Cephesi;

 

- Gazze Şeridi'ne özgü güney cephesi;

 

- Ürdün Nehri'nin batısındaki Batı Şeria Cephesi;

 

- İran'ın Filistin sınırları dışından gerçekleştireceği saldırılarıyla ilgili olarak İran cephesi.

 

Elbette Siyonistlerin harekât cephesi tanımı, askeri alandaki yaygın tanımdan biraz farklıdır, çünkü alışılagelmiş askeri tanımlarda düşman cephesi ile çatışma noktası tanımlanır ki bu, genellikle çatışmanın yaşandığı coğrafi noktalardır.

 

Ancak Siyonistler, alışılagelmiş askeri tanımlara uygun olan bu 4 cepheye ek olarak, 5. cephe haline gelen bir "iç cephe" daha tanımlıyorlar. Siyonistlerin iç cephe tanımı, Siyonist rejimin sosyal arenasıdır ve her çatışma iki şekilde savaş ve askeri çatışma ile ilişkilidir: kendi askeri saldırılarını ve uğrayacakları saldırıları meşrulaştırmak ve kabul ettirmek. Bu saldırılar füze saldırıları olabileceği gibi Siyonist hedeflere yönelik direniş eylemleri de olabilir.

 

Bunlarla birlikte, Siyonist rejim, kuzey cephesini Lübnan'ın güneyindeki Hizbullah ve Suriye Golanı [bu analizin yayımlanmasından kısa bir süre sonra, Golan Cephesi’nden de füzeler ateşlendi; Medya Şafak] olmak üzere ikiye ayırmış ve bununla sınırlamıştı. Ancak Filistin direnişinin son saldırısı, Lübnan'ın güney kesiminin de Filistin ve Lübnan Hizbullahı olarak ikiye bölünmesi gerektiğini gösterdi.

 

Şimdi Siyonistler artık kuzey cephesinde güney Lübnan'ın Filistin kısmı için yeni ve farklı planlar hazırlamak zorundalar. Yeni bir kuvveti daha hesap etmeli ve buna bağlı olarak farklı askeri teçhizat ve lojistik sağlamalılar. Bunlara ek olarak, bu yeni cephenin kuzeydeki sivil bölgelere yönelik saldırıları için yeni koruyucu ve sosyal düzenlemeler de yapmalılar.

 

Kudüs Kılıcı ve caydırıcılığın gelişimi

 

Bu yeni cephenin yeniden açılmasında önemli olan nokta, bu cephenin açılmasına "Kutsal Kılıç" denilmesinin büyük önem arz etmesidir. "Kudüs Kılıcı" savaşının en önemli farkı ve yüksek avantajı, beraberinde getirdiği yüksek caydırıcılıktı. "Kudüs Kılıcı", Filistin direnişinin, Filistinlileri ve Filistin'in kutsal mekânlarını korumak amacıyla gerçekleştirdiği ve bu korumanın kapsamını tarihsel Filistin'in tamamına yaydığı ilk operasyonuydu.

 

Bütün bunlar, şu iki önemli noktayı herkese her zamankinden daha fazla göstermektedir: birincisi, Direniş, düşmanını tamamen kuşatacak kadar güçlenmiş durumdadır ve ikincisi, Siyonistler artık giderek artan iç çekişmelerin girdabında olduğundan, Direniş bu rejimin yıkılışını daha da hızlandıracaktır. Bu da Filistin’in özgürlüğünün, 2023 Kudüs Günü arifesindeki bu günlerde her zamankinden daha yakın olduğu anlamına geliyor.

 

Çeviri: Medya Şafak