Batı Asya’da yeni bir savaş aşamasına girmek üzereyiz / Hizbullah’ın uçaksavar sistemini geliştirmesi stratejik ve uluslararası önemde
- Medyasafak.net
- ANALİZ
- 20.06.2024
Direniş Ekseni açısından Drone endüstrisindeki gibi dramatik bir değişimin hava savunma alanında da yaşanması an meselesidir. Hizbullah'ın yakın zamanda birkaç gelişmiş ve pahalı İsrail insansız hava aracını düşürmesi, bunun muhtemelen zaten gerçekleştiğinin ve yakında çok daha büyük ölçekte belirginleşeceğinin işaretidir.
Crescent International
Hizbullah'ın çok fazla abartılan İsrail Hermes 900 İHA'sını düşürdüğü haberi, taktiksel bir askeri başarıdan çok daha fazla önem taşıyor. Bu durum bölgesel ve muhtemelen uluslararası ölçekte bir oyun değiştiricidir.
İsrail ve ABD'nin Müslüman ülkelere ve Batı Asya'daki direniş hareketlerine karşı onlarca yıldır sürdürdüğü tüm savaşlarda, saldırganların birincil askeri avantajı, gökyüzüne hâkim olmalarıydı.
1973 Savaşı’nda Batılı rejimlerin desteklediği İsrail, esas olarak SSCB'nin Mısır'a sağladığı uçaksavar füzeleri sayesinde askeri bir sekteye uğratılmıştı.
Bugün hem Rusya hem de Ukrayna, Doğu Avrupa'da şiddetlenen savaşlarında büyük zorluklarla karşı karşıya. Zira her iki taraf da diğerinin hava hâkimiyetine zarar verme kabiliyetine sahip.
Lübnan, Filistin ve Suriye'deki çatışmanın coğrafyasının oldukça küçük olduğu dikkate alındığında, hava hâkimiyetini kaybetmek İsrail ve Amerikan kara kuvvetlerine çok pahalıya patlayacaktır.
Yakın zamana kadar önemli teknolojik kısıtlamalar, Siyonizm ve ABD emperyalizmine direnen güçlerin, göklerdeki düşmanlarına baskı yapmasını kısıtlıyordu. Bugün, daha geniş anlamda, teknolojik oyun alanı önemli bir denge noktasına doğru ilerlemektedir.
Bunun en açık örneği, İran'ın insansız hava aracı ve balistik füze endüstrisinin gelişmesi, Yemen'in insansız hava araçları kullanarak deniz ablukası uygulayabilmesi ve Hizbullah'ın İsrail'in "Demir Kubbe" savunmasını delebilecek ve kör edebilecek füzeler elde etme becerisidir.
Ukrayna'daki savaştan önce Batılı propagandanın İran'ın insansız hava aracı endüstrisini yeterince gelişmiş olmadığı gerekçesiyle göz ardı etmeye çalıştığı unutulmamalıdır.
Ukrayna'daki savaş, Ensarullah'ın Yemen'deki eylemleri ve şimdi de Hizbullah'ın İsrail'e yönelik operasyonları, Batılı egemen sınıfın kafalarını kuma gömdüğünü ve beyaz üstünlükçü komplekslerinin kurbanı olduğunu gösteriyor.
Direniş Ekseni açısından Drone endüstrisindeki gibi dramatik bir değişimin hava savunma alanında da yaşanması an meselesidir. Hizbullah'ın yakın zamanda birkaç gelişmiş ve pahalı İsrail insansız hava aracını düşürmesi, bunun muhtemelen zaten gerçekleştiğinin ve yakında çok daha büyük ölçekte belirginleşeceğinin işaretidir.
Bölgenin yerli güçlerinin uçaksavar yeteneklerini öne çıkaracak konu ise Kuzey Filistin'de tırmanan gerilimdir.
İsrailliler muhtemelen gelişmiş hava güçlerini kullanarak Hizbullah'a baskıyı artırmaya odaklayacaklar. Siyonistlerin görmezden geldiği şey, Hizbullah'ın uçaksavar kapasitesini açıkça ilerlettiğidir.
Lübnan İslami Direnişi, çok sayıda dronu vurarak, rakiplerine yalnızca 2006'dan bu yana füze cephaneliğini geliştirmekle kalmayıp, aynı zamanda diğer alanlarda da ilerleme kaydettiğinin açık sinyalini vermiştir.
Bu durum elbette Hizbullah ve müttefiklerinin İsrail'in ABD tarafından sağlanan savaş uçaklarının oluşturduğu tehdidi tamamen ortadan kaldırabileceği anlamına gelmiyor. Ancak meydan okumasız askeri hava operasyonları yürütmek artık İsrail ve onun Batılı soykırım destekçileri için oldukça zor olacak.
Bu gelişme Hizbullah'ın sahada önemli bir manevra kabiliyeti elde edeceği ve bu durum Hizbullah güçlerinin ideolojik motivasyonuyla birleştiğinde, İsrail'in tarihinde daha önce karşılaşmadığı türden bir askeri baskı altında kalacağı anlamına geliyor.
Jeopolitik ve demografik olarak apartheid rejiminin bir düşman deniziyle kuşatıldığı göz önüne alındığında, işgalci Siyonist yapıya karadan düzenlenecek saldırılar onu kalıcı bir ekonomik, politik ve sosyal istikrarsızlık durumuna sokacaktır.
Hizbullah, gökyüzündeki Siyonist güçleri hedef alma yeteneklerini artırarak, kara sahasına yeni bir askeri dinamik kazandırdı. Savaşların kazanıldığı veya kaybedildiği yerin kara sahası olduğu ise bilinmektedir.
İsrail askerlerinin ölmekten korktuğu, Hizbullah savaşçılarının ise şehadeti arzuladığını hatırladığımızda, Batı Asya'da yeni bir savaş aşamasına girmek üzere olduğumuzu söyleyebiliriz.
Çeviri: Medya Şafak