"Araplar, Filistinliler ve Öküz Sağmak"

"Araplar, Filistinliler ve Öküz Sağmak"
"Suriye’de 'cihadı' 'para, ödüller ve hur el ayn' için isterlerken, Filistin’de cihad 'Karadavi ve tüm sultanlıkların şeyhleri' tarafından haram kılındı çünkü o zaman kişi azap yoluna gider…"

Rasim Abidet - FHKC
 

Fetih Hareketi merkez komite üyesi Azim Ahmed, Londra-Al-Hayat gazetesine verdiği demeçte Netenyahu'nun seçimi kazanmasından ve Amerika'nın idaresi yeniden şekillendikten sonra yeni bir Arap Barış İnisiyatifi kurulacağını söyledi. Bu yeni girişim için ‘öküz sağmaya' benzer bir durum diyebiliriz. 64 yıldan beri görüşmeler, inisiyatifler ve sözler yeterli gelmedi de bu sözler ve girişimlere ‘bağlılık' nedir? Yeni girişimde ise görüşmelere, Amerika'nın verdiği sözlere binaen İsrail'in 6 ay boyunca yerleşme politikasını dondurması üzerine devam ediyor. Amerika'dan daha önce onlarca defa söz alınmamış gibi ki daha önceleri verdiği sözden hızlı bir şekilde dönmesinin nedeni sadece İsrail ile aynı pozisyonda olmasından değil, Bağımsız Filistin devletinin geleceğini daha da ekstremist bir hale getirmek içindi. Amerika ve İsrail daha önce bütün imtiyazlara rağmen Arap barış inisiyatiflerini kaç defa teptiler? Kaç defa Arapların elinden alınıp sonuç getirmeyen başka zirvelere taşındı bu inisiyatifler? Kaç defa askeri yanıtlarla geldiler ve inisiyatifi oluşturanların onurlarını çiğnediler? Ve bugün Netenyahu yerleşme politikasına ağırlığını vererek vahşileşiyor. Bati Şeria ve Kudüs'te binlerce konut dikileceği ilan edildi. Uluslararası meşru kararlara en ufak bir göz atma bile olmadı. Batı Avrupa ise bu olayı kınayan beyanlar ve yorumlarla yetindi. Herhangi bir siyasi çözümün önünü kapatan ve uluslararası anlaşmalara aykırı olan ‘'yerleşim politikası'' adımlarına karşı Avrupa'nın yaptırım ve baskılar uygulaması gerekirken anlaşmalarına ‘'ipek eldivenlerle'' devam ediyorlar. Bu şekilde aynı zamanda iki devletli çözüm şansı da azalıyor.
 

Bu inisiyatifin dostları Netenyahu'dan ne bekliyorlar-ki seçimlerin zafer kapısını aralarken: Biz yahudi devleti olarak devletimizi başkentimizde kurabilecek miyiz (İşgal altındaki Kudüs'ü işaret ediyor), diyor. Buna yanıt olarak da başarısız olacak bir inisiyatiften bahsediyorlar (daha önceki Arap girişimlerinde olduğu gibi). Beyrut'ta gerçekleşen bir Arap Zirvesinde böyle bir inisiyatif önerisi yapıldığını hatırlıyorum. Şaron'un buna cevabı ise Yaser Arafat'ı Ramallah taraflarında kuşatma altına almak olmuştu. Daha sonra da Arap liderleri kuşatma altındaki Ebu Ammar ile iletişime geçmeye cesaret edemedi veya Amerika'dan iletişime geçebilme izni alamadılar. Yine utanç verici olan başka bir şey ise Amerika'nın “garantisi” ile tekrar görüşmelere başlamak. Ki 80 yıl boyunca aradaki görüşmeler ve müzakereler Amerikan aracılığı ile yapıldı, dürüst bir aracı mıydı? Her defasında görüşmelere devam edebilmek için Arap ve Filistinli taraflara baskılar uygulayarak İsrail'in şartlarını dayatıyordu. Her defasında bu şekilde İsrail'in istedikleri gerçekleşiyordu.


Yeni Arap inisiyatifi ne olur? Arapların ve Filistinlilerin inisiyatifin başarısız olması halinde alternatif olarak -Amerika, İsrail ve Avrupa'nın Araplara karşı uluslararası kararları uygulamaya koydurtabilecek- ciddi seçenekleri var mı? Arapların savaş batağına gireceği veya İsrail ile savaşa girebileceği seçenekleri ön görmüyoruz. Ki burada İsrail'in güvenliğini İsrail'den daha fazla savunan Araplar var. Arapların, Amerika ve Avrupa Bankalarının Arap dünyasındaki çıkarlarına olan ‘'ekonomik ve ticari'' anlaşmaları boykot etme veya feshetme tehdidinde bulunma seçeneği var mı? Ve diğer ülkelerdeki bankalardaki varlıklarını geri çekmeye hazırlar mı?
 

Veya sonunda inisiyatifin başarısız olması halinde ‘‘biz güçsüz olduğumuzdan dolayı ‘dilenci' siyasetini devam ettirmeliyiz'' diyecek ve yeni bir inisiyatif önerisi ile gelecekler ve bu da Netenyahu'nun istediği bir durumdur. Artık çıplaklarını bir incir yaprağıyla kapatamayacaklarını onlar da çok iyi biliyor ve anlıyorlar. Suriye'de “cihadı” “para, ödüller ve hur el ayn” için isterlerken, Filistin'de cihad ‘'Karadavi ve tüm sultanlıkların'' şeyhleri tarafından haram kılındı çünkü o zaman kişi azap yoluna gider…
 

Önceki inisiyatif Beyrut'ta 2002 yılında gerçekleşen Arap Zirvesinde önerilmişti. Şu ana kadar bu inisiyatifin feshedilmesini isteyenler ve bunu savunanlar arasında tartışmalar sürüyor. Önerilmesinden 10 yıl sonra Arap liderlerinin öncülüğünde yeni bir girişim daha öneriliyor. İsrail'in barış istemeyen bir devlet olduğu da bütün dünya önünde çıplak bir şekilde ortaya çıkıyor. Bu yeni girişimin de, Amerika'nın ve İsrail'in kabul edebilecekleri gibi ‘'Arap yetkililerin gidiş gelişleriyle'' maddelerinin değiştirilmesi için 10 yılı vardır. Böylece İsrail'in istedikleri gerçekleşir ve bir girişimin daha sonuna geliriz.
 

Filistinliler olarak girişimleri parmaklarla sayma işlemi yapmamalıyız ama başarısızlıklarını ve sonuçsuz olduklarını görmek için kaç defa deneyeceğiz? Bu girişimler Filistinli halkımıza hiç bir sonuç getirmedi. Aksine İsrail tarafından istismar edilerek işgal için kullanıldı ve ‘tsunami' aşamasına gelen yerleşim politikasını vahşetle devam etti. Birleşmiş Milletlerde gözlemci üye başarısından sonra yolumuzu ve stratejimizi yeniden inşa etmeliyiz. Bu stratejide hedefimize ulaşmak için direnişi ve kararlılığı öne çıkarmalıyız. Siyasi seçeneğin direniş ve kararlılık üzerine kurulmalı. Diğerleri Filistin devleti için sözleri ve halkın haklarını, Amerika ve İsrail'den dilenme politikası ile almaya çalışıyor. Ama bütün şekilleriyle olmak üzere direnişten ve mücadeleden başka alternatif yoktur. Bağımsız Filistin Devletinin şafağa uyanması için biriken başarıları hayata geçirmek, vatanın iki parçasını birleştirmek, bizi parçalayan bölünmelere son vermek ve Filistin'in bütün taraflarını bütün renklerini içine alan bir siyasi program ile olur ancak. Bununla birlikte Filistin sorununun Amerikan ayrıcalığı ve sponsorluğu yerine Birleşmiş Milletlere tekrar taşınması ve yeni bir sayfa açılması lazım. Ayrıca şimdiki durum Uluslararası Ceza Mahkemesine yönelmeye elverişli. Bu şekilde İsrail'in sorunlarını arttırma ve yerleşme politikalarının durdurulması konusunda baskılar yapılabilir. Birleşmiş milletlerin son kararı da Filistin'in işgal altında bir devlet olduğunu gösteriyor. Yerleşme politikası için söylenenler esirler içinde söylenebilir.
 

Yani yukarda bahsettiğim abes girişimler Filistin halkı üzerinde kumar oynamak ve sahadaki bölünmeleri arttırıp sürdürmek içindir.
 

Çev: Hasan Sivri

medyasafak.com