"Chavez Öldü Ama Devrimi Devam Ediyor"

"Chavez Öldü Ama Devrimi Devam Ediyor"
Chavez, 27 Şubat 1989’da IMF karşıtı protesto düzenleyen halkı acımasızca ve kanlı bir şekilde bastırma emri veren (3000 kişi ölmüştü) yozlaşmış, Amerikan yanlısı Venezüella hükümetinin cumhurbaşkanı Carlos Andres’i 1992’de, öncülüğündeki bir grup subay ile devirmeyi denemesinin ardından adı kötüye çıkan birisi oldu.

Chavez öldü ama devrimi devam ediyor

Yusuf Fernandez

Press TV


Ölümünü öğrendikten sonra, binlerce kederli Venezüellalı ağlayarak, birbirlerine sarılarak ve onu destekleyen sloganlar atarak Cumhurbaşkanı Hugo Chavez için Caracas'ın caddelerine döküldü. 39 yaşındaki bir ofis çalışanı, Yamilina Barrios Associated Press'e, “Büyük bir acı hissediyorum, tarif bile edemem. O, ülkenin sahip olduğu en iyi şeydi… Onu çok seviyorum. Umalım ki ülke sakinleşir ve bize bıraktığı görevleri sürdürebiliriz”, dedi.
 

Kıtanın liderleri de üzüntülerini gösterdiler. Prensa Latina Ajansı, Bolivya Cumhurbaşkanı Evo Morales'in kabinesinden bazı üyelerle birlikteyken, “Yoldaş Hugo Chavez'in ölümü ile sarsıldık”, dediğini nakletti. Chavez için “Şefkatli bir kardeş, yoldaş bir devrimci, Simon Bolivar'ın yaptığı gibi aziz ülkesi için savaşan bir Latin Amerikalı idi. Bütün ömrünü Venezüella halkının, Latin Amerika halkının ve dünyadaki bütün antiemperyalist savaşçıların özgürlüğüne verdi” dedi.
 

Chavez bütün hayatını bastırılmış ve zayıf bırakılmış Latin Amerika'nın entegrasyonu ve birliğini sağlama, çok kutuplu bir dünya inşa etme ve emperyalizme karşı mücadele etme amacına adadı. Chavez'in, ABD başta olmak üzere düşmanlarından birisi tarafından aşılanan bir hastalık yüzünden öldüğünden şüpheleniliyor.
 

Chavez, 27 Şubat 1989'da IMF tasarruf tedbirlerine karşı protesto düzenleyen göstericileri acımasızca ve kanlı bir şekilde bastırma emri veren yozlaşmış ve suçlu, Amerikan yanlısı Venezüella hükümetinin cumhurbaşkanı sosyal demokrat politikacı Carlos Andres'i 1992'de, öncülüğündeki bir grup ordu yetkilisi ve asker ile devirmeyi denemesinin ardından adı kötüye çıkan birisi oldu. “Caracazo” olarak bilinen o vakada (IMF karşıtı gösteride) askerler tarafından yaklaşık 3 bin kişi öldürülmüştü.
 

Chavez askeri cezaevinde iki yıl geçirdi. Serbest bırakılmasının ardından iki amacı olan Bolivarcı bir harekete öncülük etti: Yoksul bırakılmış Venezüellalıların çoğunluğu için sosyal adalet ve Amerikan İmparatorluğundan ve onun finansal araçlarından bağımsızlık. 1998'de ilk cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandı ve bundan sonra da asla kaybetmedi.
 

Cumhurbaşkanı (Chavez) o zamana kadar gelirlerinden sadece küçük bir ulusal oligarşinin ve ABD şirketlerinin faydalandığı milli petrol şirketinin (PDVSA) liderliğini değiştirdi. Aynı zamanda yoksullar için çeşitli sosyal yardım programları kurdu. Bu programlar okuma yazma oranını, sağlık hizmetlerini, yapılaşmayı ve Venezüella'nın çoğunun gelir seviyesini geliştirdi.
 

Chavez'in görevdeki kaldığı sürede yoksulluk yarı yarıya ve aşırı yoksulluk ise %70 oranında azaldı. Milyonlarca Venezüellalı ilk kez sağlık hizmetlerine ulaştı ve birçok öğrenciye sağlanan ücretsiz eğitimle üniversiteye kaydolma oranı ikiye katladı. Eşitsizlik de kayda değer bir biçimde azaldı. Bunun aksine Chavez'den önce gelen yirmi yılda Venezüella 1980'den 1998'e kişi başına düşen reel gelirdeki %14'lük düşüşle Latin Amerika'daki en kötü ekonomik başarısızlıktı.
 

Chavez Latin Amerika'nın entegrasyonu sürecinin başlıca uygulayıcısıydı. Venezüella ALBA, UNASUR veya CELAC gibi, ABD'nin etkili olduğu OAS'ı gereksiz kılacak bazı Latin Amerikalı blokları yaratmada öncü olacaktı.  ABD, Venezüella ve bazı diğer ülkelerin muhalefeti yüzünden başarısız olsa da, Latin Amerika ekonomilerini kıtasal bir serbest ticaret anlaşması yoluyla kontrol altına almayı planlıyor.
 

Chavez'in devrimini takiben, Latin Amerika son yıllarda, toplumlarında sosyal adalet ve ülkelerinin ve tüm kıtanın politik bağımsızlığı için mücadele etmekle derinden ilgili olan, Bolivya'da Evo Morales, Ekvador'da Rafael Correa ve Nikaragua'da Daniel Ortega gibi bir grubu seçti.  Bu temayülü izleyen Honduras'ta Manuel Zelaya ve Paraguay'da Fernando de Lugo gibi liderler ABD destekli sağcı darbelerle gayrı meşru bir şekilde düşürüldüler.
 

Uluslararası sahada Chavez çok kutuplu dünyanın aktif bir uygulayıcısıydı. Ülkesini bir emperyalist kontrolden özgürleştirme bakımından, Venezüella Rusya, Çin, İran, Suriye ve diğer ülkelerle kuvvetli bağlar kurdu. Chavez Siyonist işgale karşı Filistin halkının mücadelesini destekledi.
 

Tüm bu politikaları yüzünden Chavez, Washington'un amansız nefretini ve düşmanlığını kazandı. Nisan 2002'de, CIA destekli bir ordu darbesi onu devirdi.  ABD ve bazı Avrupa hükümetleri ve medya tarafından geniş bir şekilde alkışlanan bir hareketle, bir grup sağcı lider ve general onu tutuklayıp cezaevine koydu ve iktidarı ele geçirdi. Bununla birlikte Chavez, sadık ordu yetkilileri ve askerlerinin hızlı hareket etmesi ve devasa halk ayaklanması sebebiyle iki gün sonra iktidarı kurtardı ve yeniden yapılandırdı.
 

Darbenin başarısızlığından sonra bile,  özellikle Venevision, Univision ve Globovision gibi bazı özel medya yayınlarının etkin olduğu sağcı sektörler Chavez ve hükümetine karşı kampanyayı sürdürmeye devam ettiler. Kirli oyunların bütün türleri, politikleşmiş bir genel grev dahil olmak üzere, onu devirmek için sahaya sürüldü. Bununla birlikte, tüm bu planlar Venezüella halkının yüksek politik farkındalığı sebebiyle başarısız oldu.
 

Kendi tarafından Washington, politik muhalefeti ve oligarşiyi finanse etmek için CIA dahil ajanlarını kullandı. Venezuelanalysis.com sitesine göre, Capriles ve Venezüellalı muhalefet, USAID ve National Endowment for Democracy (Ulusal Demokrasi Vakfı) gibi kuruluşlardan 20 milyon dolar aldı.
 

Medya kampanyası Venezüella hükümetine karşı tercih edilen bir silahtı da. Chavez'in tekrarlayan seçim başarılarına rağmen ardı ardına gelen ABD yönetimleri ve işbirlikçi medya onun yönetimini gayrı meşru ve diktatörce olarak tanıttı. Veneüzella ordu yetkililerini “istikrarsızlaştırma projeleri” için işe almayı denediği iddiasıyla Amerikan Hava Kuvvetleri Ataşesi Albay David Delmonaco ve yardımcısının kovuluşunun gösterdiği gibi, Caracas'taki ABD elçiliği Chavez karşıtı faaliyetlerin bir merkezi oldu.
 

Bu bağlamda, ABD Başkanı Barack Obama tarafından yapılan, Washington'un Caracas ile ilişkilerini normalleştirmek istediğini iddia eden açıklama ikiyüzlü ve samimiyetsizdir. Doğrusu, ABD Venezüella üzerindeki kontrolünü geri alacak ve onun ekonomik, sosyal ve dış politikalarını değiştirecek yeni bir mekanizma arayışına teşebbüs ediyor.
 

Cumhurbaşkanı Chavez'in ölümü ülkeyi 30 gün içinde yeni bir cumhurbaşkanlığı seçimi yapmaya mecbur edecek. Bolivarcı hareketin adayı ve yeni lideri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Nicolas Maduro geçen kasımda yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Chavez tarafından rahatlıkla yenilgiye uğratılan Miranda eyaletinin sağcı valisi Henrique Capriles'e karşı olacak.
 

Washington ve müttefikleri Chavez'in ölümünün Venezüella ve Latin Amerika'daki Bolivarcı devrime son vermede kendilerine yardım edebileceğini ümit etseler de, diğer türlü düşünmek için birçok sebep var. Venezüella halkı bu son dönemde elde edilen başarıların ve ilerlemenin farkındadır ve bunlardan vazgeçmek istemiyor. Diğer taraftan, Chavez'in bu erken ve henüz aydınlığa kavuşmayan ölümü onun figürünü pekiştirecek, tüm mazlumlar, Latin Amerika'nın bağımsızlığı ve entegrasyonu için ve emperyalizmden kurtulmuş bir dünya için bir sembole çevirecektir.
 

Morales, “İnsanlar özgürlükleri ve haysiyetleri için savaştıklarında ve eşitlik için mücadele ettiklerinde şüphesiz ki oligarşilerin bunu tebrik ediyor olması can yakıcıdır. Fakat bu mesele değil, mesele olan tek şey birliğimiz ve özgürlük için mücadelemizdir. Çokça mukavemet, çokça birlik. Chavez'e hürmetin en iyi yolu birlik olmaktır. Mücadelede birlik ve dünyanın tüm halklarının eşitliği için çalışmak”, dedi.
 

Yazar hakkında:
 

Yusuf Fernandez bir gazeteci ve İspanya Müslüman Federasyonu sekreteridir. Radyo Prague için çalışmaya başladı ve İspanyolca ve İngilizce yayım yapan bazı İslami sitelerin editörü oldu. Şu an El Menar sitesinin İspanyolca sayfasının editörüdür. Kendisinin İspanyol gazetelerinde yayımlanan makaleleri de bulunmaktadır.
 

medyasafak.com