Bize sıklıkla, Irak işgalinin ve Suriye’deki savaşın, Batı’nın dış politikasının felaket getiren başarısızlıkları olduğu söylenir. Bu makale ise, bu savaşların mimarlarının, askeri çabalarının istikrarsızlaştırıcı sonuçlarının gayet bilincinde olduğunu ve gerçekte her zaman, Irak ve Suriye’nin mezhep çizgileri üzerinden bölünmesine arzulanabilir bir sonuç olarak baktığını savunuyor.
"Ancak bildiğimiz gibi doğu bölgesinde Şiiler çoğunlukta, Hicaz ise Sünni çoğunluğun bulunduğu bölge. Buradaki Sünniler ne Vahhabi ideolojiye mensuplar ne de Hanbeliler. Bu insanların çoğu ya Hanefi ya da Şafii mezhebini benimseyen insanlar."
"Hula’daki katliamda dikkati çeken nokta, yakın mesafeden ateş edilmek suretiyle öldürülenlerin çoğunun Şii Müslümanlar ve yine ağırlıklı olarak kadın ve çocuklardan müteşekkil oluşu. Başka bir deyişle, bu mezalimin, terörist operasyonlarında kadın ve çocukları öldürmekten sabıkalı müfrit Vahhabiler ve Kaide unsurlarınca gerçekleştiği düşünülüyor"