Spekülasyon tuzağına düşmek istemiyoruz ve söyleyebileceğimiz tek şey, özellikle Gazze Şeridi'ndeki büyük zaferin ve Süleymani'nin danışmanı ve Lübnan, Batı Şeria, Gazze Şeridi, Irak ve belki de Yemen'deki direnişi silahlandırma konusunda en önde gelen İranlı yetkililerden biri olan Şehit Seyyid Razi El Musevi suikastının ardından gerçekleşeceği için, bu konuşmanın yeni şeylerle dolu olacağıdır.
Haziran 2014’te IŞİD tarafından ele geçirilen Rakka’nın ABD tarafından kuşatılması, Fırat’ın doğusunda yer alan ve petrol açısından oldukça zengin Deyre’z-Zor bölgesinin de dahil olduğu Suriye topraklarındaki ABD kontrolünü sağlamlaştırmak amacıyla gerçekleştirildi.
Çıkarılacak bir ders, İsrail’in en fazla birkaç ay boyunca bir savaş yürütebileceğidir. Biladüşşam’da son 30 yıldır savaşçı bir nesil ve sınıf yetişti ve özellikle son yedi yılda gelişen nesil, hiç öngörülmemiş bir şekilde, İsrail-ABD-Suudi üçlüsüne karşı uzatmalı bir yıpratma savaşı, yavaş bir imha savaşı vermeye hazır bir şekilde askerileşti.
Demir Kubbe’nin varsayılan başarısı, düzmece gibi görünüyor. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) füze uzmanı Theodore Postol’a göre Demir Kubbe, Hamas’ın roketlerinin yalnızca %5’ini, yahut daha azını engelliyor. Buna dair başka bir kanıt da Tümgeneral Uzi Dayan’dan gelmiş, Dayan, “Eğer İsrail Hamas’ı durduramıyorsa İran’ı nasıl durdursun” diyen bir İsraillinin hikâyesini anlatmıştı.
Suudi Arabistan'ın Yemen'de başlattığı "Kararlı Fırtına" adı altındaki savaşın üzerinden iki yıldan fazla zaman geçti. Bölgede taş üzerinde taş bırakmayarak devam eden savaş, Suudiler için başarısızlıkla sonuçlanmış gibi görünüyor. Suudi yönetimi bu savaşta hiçbir hedefini gerçekleştirme başarısına ulaşamadı.
Yemen’in doğal kaynaklarının krallığın doğal kaynaklarını açık ara geçeceği bir kez daha vurgulanmalıdır. Shafaqna Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü tarafından doğrulanmış olan yakın tarihli araştırmalara göre Yemen’in petrol rezervleri dünyadaki rezervlerin %30’una denk gelecek, Suudi Arabistan’dan fazla getiri sağlayacaktır.
Diğer bir taraftan Washington'un IŞİD'e stratejik darbeler vurmadığını söylememiz gerekir. IŞİD daha savunma aşamasına bile geçmiş değil. IŞİD hala sınır geçişlerinde ve geniş askeri operasyonlarında, hava saldırılarından herhangi bir endişe duymadan rahatça hareket etmeye devam ediyor.