Bugünlerde tekrar bahsi geçmeye başlayan Guta Katliamı provokasyonu hakkında daha önce hazırladığımız yazıları sizin için derledik...
M. Darius Nazemroaya'nın yazdığı ve Global Research’te ilk kez Kasım 2006 tarihinde yayınlanan bu makale, Irak, Suriye ve Lübnan'da süregiden istikrarsızlaştırma ve siyasal parçalanma sürecini anlamak açısından özel bir önem taşıyor.
Mahdi Darius Nazemroaya yazdı: Kaddafi’nin Afrika kıtasını Libya liderliği altında birleştirmeyi hedefleyen Pan-Afrikan tutkuları sebebiyle, Afrika’yı ele geçirme projesine paralel olarak Libya’nın nötralize edilmesi gerekiyordu. Libya ve onun kalkınması ve siyasi projeleri, Afrika kıtasının yeniden sömürgeleştirilmesinin önüne etkili bir bariyer örüyordu.
Filistin Yahudi Komisyonu’ndan Rabbi Fischmann’ın, 9 Temmuz 1947’de Birleşmiş Milletler Filistin Özel Komitesi’ne hitaben: “Vaddedilmiş topraklar Nil Nehri’nden Suriye ve Lübnan’ın bir kısmını da içine alarak yukarıya Fırat’a kadar uzanır.” dediğini yazar Michel Chossudovsky.
Mehdi Darius Nazemroaya: "ABD’nin kaygısı, Ortadoğu’da Washington’un çıkarlarına hizmet eden IŞİD’le savaşmak değildir. Amerika’nın ana kaygısı, dağılan imparatorluğunu korumak ve Avrasya entegrasyonunu engellemektir.
1984 sadece bir roman değil, ileriyi gören Orwell’dan gelen bir ikazdır. Ancak o hiçbir zaman, Avrasya’sının Rusya, Çin ve İran’dan oluşan çekirdek bir üçlü ittifak ve koalisyon üzerinden Doğuasya ile işbirliğine gideceğini veya birleşeceğini tahayyül etmemişti. Avrasya, şu veya bu şekilde, Okyanusya’nın başlattığı şeyi bitirecektir. Bu esnada Suud Hanedanı ve Arap petrol şeyhliklerinin diğer yöneticileri süslü kuleler dikmek için birbiriyle yarışırken, Demokles’in Kılıcı başlarının üzerinde giderek ağırlaşıyor.
"Suriye’deki ABD liderliğindeki kampanyanın gerçek hedefi sadece Şam hükümeti değil, Suriye ülkesidir. Suriye’deki ABD ve İsrail hedefleri, kendi isyancı müttefikleri veya Suriye Ulusal Koalisyonu’ndaki işbirlikçileri kazanıp Şam’da bir hükümet kursa bile, bir ulus-devlet olarak Suriye’yi ezmektir."