Suriye muhalefetinden İsrail'e: Esad'ı devirin, Golan'ı size satalım!

Suriye muhalefetinden İsrail'e: Esad'ı devirin, Golan'ı size satalım!
Doktor Lebvani'nin söylediği ve harfiyen aktaracağım şu paragraf, şahsen benim midemi bulandırdı: ''İsrail'in Güney Lübnan'a girişi ile Suriye'ye girişi arasında fark vardır. İsrail güney Lübnan'a işgalci güç olarak girerken Suriye'ye kurtuluş gücü olarak girecek.''

 

Abdülbari Atvan

 

Ray el-Yevm

 

 

Suriye Ulusal Koalisyon'un kurucu konseyi üyelerinden Doktor Kemal Lebvani, İsrail ile barış yapma karşılığında, Suriye'nin işgal altındaki Golan Tepelerini satmayı öngören bir proje önerdi. Bu şekilde Lebvani, Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad'a çok kıymetli bir hediye vermiş olurken, Arap-Müslüman dünyasının, Filistin'de gasp edilmiş hukukunu ve toprağını geri alma umutlarına darbe vurdu ve İsrail projesine güçlü bir destek sundu.

 

Bunlardan daha tehlikelisi de, Sayın Lebvani'nin İsrail'den, Suriye muhalefetine yardım etmek, Cumhurbaşkanı Beşşar Esad'ın rejimini devirmek ve Suriye'nin güneyinde yüz kilometrelik alanda uçuşa yasak bölge ilan etmek üzere Suriye'ye askeri müdahale istemesidir.

 

Doktor Lebvani'nin, Suriye halkına sormaya gerek duymayan veya halkın bu projeyi istişare etmesini beklemeyen bu cömertliği, Suriye rejiminin 3 yıl önce başlayan krizin başlarından beri dillendirdiği ''Ülkeyi yıkıma götürmek, orduyu tasfiye etmek ve ülkeyi parçalamak isteyen bir komplo ile karşı karşıyayız'' söylemlerini inandırıcı kılıyor.

 

Doktor Lebvani, bu şok projeyi sunarken, muhalefetin gelecek perspektifini ve yol hartasını çizmiş oldu.  Aynı zamanda, Suriye rejimini devirmek adına İsrail ile kurulacak stratejik ittifak planlarını ortaya çıkardı. ''Suriye'nin lideri, efendisi ve beyi'' olmaya gönüllü bu proje sahibinin söylediklerine göre; İsrail, bu güzel hizmeti karşılığında Golan Tepeleri ile mükâfatlandırılacak.

 

Doktor Lebvani'nin, tek başına bu projenin babası olduğunu düşünmüyoruz. Görünüşe göre bu projeyi sunacak ''yüz'' ve ''araç'' olarak Lebvani'yi seçen Arap ve Batılı taraflar mevcut. Basın yolu ile teşhir edilen bu proje, bazı hesaplardan sonra üzerine çalışılmış ve ''yoğun bakımdan'' geçirilmiş. Önümüzdeki günlerde net resim ve gerçekler kaçınılmaz olarak ortaya çıkacak.

 

---

 

Doktor Lebvani, bugün (14 Mart), Londra'da yayınlanan El-Arap gazetesine, projesinin, birçok büyük gücün onayıyla ve Suriye-Uluslararası ortaklığında ortaya çıktığını itiraf etti. Özgür Suriye Ordusundan subaylar ve ileri gelen komutanlar, ''onay veren'' güçlere dahil. Dolayısıyla bu projenin, bir saatlik bir ''doğum'' olmadığı ve Suriye muhalefetinden güçler, bazı Araplar ile uluslararası taraflarla kurulan bir iletişim ağı ile ortaya çıktığı açıktır.

 

Bu projenin, Suriye Ulusal Koalisyonu'nun, Özgür Suriye ordusunun başına Selim İdris yerine Albay El-Beşir'i getirdiği ve askeri birliklere yeni komuta tayin ettiği İstanbul'daki toplantısından 10 gün sonra ortaya çıkması, tesadüf kabul edilemez.

 

Aynı şekilde, İsrail gazetesi El-Maariv'in, Albay Beşir'in İsrail hastanelerinde tedavi edildikten sonra Mossad servisi tarafından eğitildiğini sızdırması da tesadüfî değildir. Gazetenin bu haberinin bir satırı bile ne Albay El-Beşir, ne de başkası tarafından yalanlandı.

 

Suriye muhalefetinden bazı fraksiyonlar ve destekçileri, yaptıkları edebiyatta sürekli olarak Suriye rejiminin İsrail'den aldığı destekten bahsederdi. Oysa gerçek bunun tam aksi. Bunu yazılı olarak da ortaya çıkaran yine kendileri. Kadim ilişkilerinden övünerek bahsediyorlar.

 

Doktor Lebvani, Arap milletine karşı tüm suçlarına rağmen İsrail'e masumiyet belgesini ve beraatini verdi. Golan'ı satmakla yetinmiyor, üstüne, ''emanet gebelik'' tanımıyla Kudüs ve geriye kalan işgal altındaki toprakları da projeye dahil ediyor. Ayrıca İsrail için kullanılan ''yayılmacı'' sıfatını reddedip, Netenyahu'nun sürekli dillendirdiği gibi bu sıfatı İran'a yapıştırıyor.

 

Doktor Lebvani'nin, bu hususta söylediklerini harfiyen aktarıyorum: ''İsrail söylendiği gibi yayılmacı bir devlettir. Bu doğru ama İsrail'in yayılma gücü nedir? Kudüs etrafında bir kaç köy mü? İran'ın Yemen, Arabistan, Suriye, Lübnan, Irak, Bahreyn ve Körfez'den geri kalan bölgelere olan yayılmacılığına bir bakın. Yayılmacı kimdir o vakit, İran mı İsrail mi?''

 

Doktor Lebvani; İsrail'in, Suriyelilere, Araplara ve Müslümanlara yönelik işlediği suçlara rağmen beraatini verirken, aynı zamanda Suriye, Lübnan ve Filistin topraklarının İsrail tarafından işgal edildiğini ya unutuyor ya da bu husus ona unutturuluyor.

 

Doktor Lebvani'nin söylediği ve harfiyen aktaracağım şu paragraf, şahsen benim midemi bulandırdı: ''İsrail'in Güney Lübnan'a girişi ile Suriye'ye girişi arasında fark vardır. İsrail güney Lübnan'a işgalci güç olarak girerken Suriye'ye kurtuluş gücü olarak girecek.''

 

İsrail'in, Suriye'de veya herhangi bir Arap ülkesinde kurtuluş gücü olarak tanımlanışına, hayatım boyunca ilk defa tanık oluyorum. Midemin bulantısı bundandır.

 

Doktor Lebvani'nin bu açıklamalarına karşılık, birileri çıkar elbette diyerek, Suriyeli muhaliflerden bir liderin veya herhangi bir neferin açıklamasını on iki saat bekledim. Lakin herhangi bir kınama mesajı dahi duymadım. Öyle görünüyor ki bekleyişim uzun sürecek.

 

Tekrarlamak isterim ki, Arap milletine ve merkezi davasına yönelik bu komplocu proje, bir saatlik doğum değildir. Hazırlığı ve ayrıntıları bitirilmiş büyük bir planın meyvesidir. Roller çok dikkatli bir şekilde dağıtılmış. Uygulanışı ve başarıya ulaşması için, bazı ''gönüllü'' Arap devletleri milyarlar harcamış ve dev uydular-televizyon kanallarını görevlendirmiştir.

 

---

 

Suriye krizi veya ‘devrimi' 4. yılına girerken, İsrail'in açık bir şekilde askeri olarak müdahil olacağını ve Şam'i işgal etmek üzere, güney cephesinden yola çıkacak olan Arap-İsrail birleşik cephesinin kurulacağını düşünüyorum.

 

Amerika Dış İşleri Bakanı John Kerry Cenevre'de, Suriye muhalefeti heyetine ''bir sonraki aşama güney cephesini 'harlamak' olacak'' dediğinde, bunun İsrail eliyle ve ateşi Şam'a doğru yaymaya yönelik hazırlık olarak, izole bölge dayatacak Amerikan Patriot füze bataryaları ile yapılacağı aklımıza gelmedi, cehaletimizden dolayı özür dileriz. 

 

Askeri konularda uzman değilim ama yakın tarih bize göstermiştir ki, uçuşa yasak bölge kuranlar ve Irak, Lübnan ve Gazze'de işgal ettikleri Arap topraklarını izole bölgeye çevirenler, başta İsrail olmak üzere, aşağılayıcı yenilgiler aldılar. Deraa'da uçuşa yasak bir bölgenin farklı sonucu olacağını sanmıyorum.

 

Evet, Suriye rejimi, insan hakları ihlallerinde, öldürme ve işkence konularında kötü sicile sahip ama bu durum Golan'ı İsrail'e satmayı, Kudüs'te İsrail lehine taviz vermeyi ve Araplara yönelik işlediği suçlarda İsrail'e masumiyet atfetmeyi meşru kılmaz.

 

Çev: Hasan Sivri

 

medyasafak.com