Şeyh Abdülkerim Ubeyd: Bir Sonraki Savaşta Filistin’i Özgürleştireceğiz

Şeyh Abdülkerim Ubeyd:  Bir Sonraki Savaşta Filistin’i Özgürleştireceğiz
“İsrail topraklarımızdan çıkmazsa bir sonraki savaşta güney sınırlarını işgal eder, füzelerimizle İsrail’in kalbini hedef alırız. Bir sonraki savaş İsrail’in varlığını veya yokluğunu belirleyecektir. O zaman hepimiz yalnızca takvalıların sonuca ulaşacaklarını göreceğiz. İsrail yok olmak üzeredir."
Şeyh Abdülkerim Ubeyd:  Bir Sonraki Savaşta Filistin’i Özgürleştireceğiz

 

Lübnan Hizbullah Hareketinin Şehid Komutanlarını Anma Programı’nda konuşan Hizbullah Genel Sekreteri’nin Sosyal İşler Yardımcısı Şeyh Abdülkerim Ubeyd, “Bizler, İmam Humeynî’nin başkomutanlığını yaptığı ve Ayetullah Hamanei’nin devam ettirdiği yolu seçtik” dedi.

İmam Humeyni’nin öncülüğünü yaptığı ve bütün dünya halklarına hediye ettiği İslâm İnkılâbı’nın önemine dikkat çeken Lübnanlı özgürlük direnişçisi Şeyh Ubeyd şöyle konuştu: “İslâm İnkılâbı’nın zaferinden sonra İnkılâb’ın bereketini yalnız İran’da değil bütün dünyada açıkça gördük. Filistin’de ve Lübnan’da, topraklarımızı işgal eden, insanlarımızı öldüren düşman İsrail karşısında bizler, İmam Humeyni’nin başkomutanlığını yaptığı ve Ayetullah Hamanei’nin devam ettirdiği yolu seçtik.”

İran İslâm İnkılâbı’nın Amerika ve İsrail’in bütün planlarını suya düşürdüğünü kaydeden Şeyh Ubeyd, İnkılâb’ın teknolojik, kültürel ve silahlanma açısından dünyanın önde gelen ülkelerinden biri haline geldiğini ifade etti ve şöyle konuştu: “Dünya mustazafları İslâm İnkılâbı’na ümit bağlamışlardır ve hakkın ve adaletin İnkılâb sayesinde dünyaya yayılmasını beklemektedirler.”

İslâm İnkılâbı’nın düşünce çizgisinde 1989 yılında Lübnan’daki direniş hareketini başlattıklarına değinen Şeyh Ubeyd, direnişin devamı için kendilerine rehberlik edecek Velayet-i Fakih’in merceiyetine ve komutasına ihtiyaç duyduklarını, İmam Humeyni’nin de “Mukavemet gösterin, zafer sizindir” buyurarak direniş hareketini sahiplendiğini söyledi.

Lübnan Direnişi’nin âlimlerin ve aydınların düşünceleri doğrultusunda hareket ettiğini ifade eden Şeyh Abdülkerim Ubeyd, direniş hareketini İmam Humeyni’nin kurduğunu, sonrasında ise Şeyh Rağıb Harb gibi âlimlerin bu hareketi devam ettirdiğini söyledi.

Konuşmasında direniş hareketine önderlik eden bütün âlimlerin mukavemetin Velayet-i Fakih’e bağlı olması gerektiğine inandıklarını vurgulayan Şeyh Ubeyd sözlerine şöyle devam etti: “Düşmanı korkutan direniş hareketi Velayet-i Fakih’e bağlı olan direniştir. Biz, düşmanın böylesi bir direniş hareketiyle karşı karşıya kalmaktan çok korktuğunu biliyoruz. Düşmanın asıl korkusu, hak sözün bütün dünyaya yayılmasıdır. Düşman, İslâm’ın evrensel bir güce sahip olduğunu biliyor ve bundan korkuyor. Hayber, Bedir, Kerbela düşüncesinin yeniden temellendirilmesinden ve bu düşüncenin dünyayı yönetmesinden korkuyor.”

Bazı Arap ülkelerinde Siyonist düşmanın yenilmez olduğu düşüncesinin hâkim olduğunu ve bu ülkelerin direnişin gücünü kırmaya çalıştıklarını belirten Şeyh Ubeyd, Allah’ın inayeti, başta İmam Hamanei olmak üzere büyük ulemanın erdemi ve ayrıca Şehid İmad Muğniye’nin uyguladığı yöneticilik stratejisi sayesinde direniş hareketinin zaferle sonuçlanacağını ve Arap ülkelerinin İsrail karşısında direniş dışında alternatif bir yolun olmadığını anlayacaklarını sözlerine ekledi.

Kimilerinin İslâm’ın çağımıza hitap etmediği, halkları yönetme gücünden yoksun olduğu zannına kapıldıklarını, düşmanların da geçmişte, şimdi ve gelecekte İslâm’ın yönetme gücüne sahip olmadığı, halkları ileriye götüremeyeceği zannını desteklemek için Afganistan gibi ülkelerde İslâm’ı geri kalmışlık nedeni olarak gösterdiğine işaret eden Şeyh Abdülkerim Ubeyd, gerçek İslâm’ın Velayet-i Fakih’e bağlı insanlar tarafından uygulanan İslâm olduğunu ifade etti.

Konuşmasında gençlere “İslâm İnkılâbı’nı canınızla ve kanınızla koruyun! Biliniz ki dünyayı yönetebilecek tek sistem İran İslâm Cumhuriyeti’dir ve onu korumak, canınız pahasına dahi olsa hepinize farzdır!” diye seslenen Şeyh Abdülkerim Ubeyd, Müslümanların dünya üzerindeki en büyük düşmanının Amerika ve İsrail ile onların yardakçıları olduğunu ve bunun herkes tarafında bilinmesi gerektiğini söyledi.

“Allah muhafaza bir gün İran İslâm İnkılâbı bir şekilde bir zarar görürse artık dünyanın hiçbir noktasında yeni bir İslâmî devlet kurmak mümkün olmaz” diye konuşan Şeyh Ubeyd sözlerine şöyle devam etti: “Bütün yetkililere İslâm İnkılâbı’nı korumalarını tavsiye ediyorum. Sizler hak yolda olduğunuz için bilim adamlarınıza suikast düzenliyorlar. Düşman bizim Lübnan’da yaptıklarımızı görüyor. Bizim yaptıklarımız İran’da yapılanların yanında çok yüzeysel şeylerdir. Bir gün İran’la karşı karşıya kalırlarsa çok daha büyük bir yenilgiye uğrayacaklarından hiç şüphem yok. Gerçi düşmanlar İranlı yiğitlerle karşılaşamayacak kadar korkaktır!”

Hava sıcaklığının sıfırın altına düştüğü günlerde Müslüman halkların direniş baharı yaşadığını hatırlatan Şeyh Abdülkerim Ubeyd, Mısır’da, Tunus’ta, Libya’da ve diğer Arap ülkelerinde bağımsızlık ve özgürlük yolunda atılan adımları düşmanların ortadan kaldırmak istediğine dikkat çekti ve Bahreyn’de hilelere başvurarak zalimlerin hükümete getirildiğini söyledi.

Arap ülkelerinde halkın isteklerinin gerçek dışı gibi gösterilmeye çalışıldığından söz eden Şeyh Abdülkerim Ubeyd, her halkın kendi kaderini belirleme hakkı olduğunun ve Arap haklarının da bu yönde bir adım atmış bulunduklarının altını çizdi.

İmam Humeyni’nin ve İmam Hamanei’nin, “Amerika bir gün ‘la ilahe illallah’ diyerek Allah’ın birliğine şehadet etse dahi siz onun içtenliğine inanmayın!” sözünü hatırlatan Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hsan Nasrallah’ın Sosyal İşler Yardımcısı Şeyh Abdülkerim Ubeyd, “Sizin ölçütünüz şu olsun: Amerika himaye ettiği şeyi mutlaka bir gün İslâm aleyhine kullanır. Amerika’nın desteğiyle işbaşına gelen bir hükümet asla halkın yararına olamaz. Bunda çıkarı olan yalnızca İsrail’dir” diye konuştu.

Şeyh Abdülkerim Ubeyd konuşmasına şöyle sürdürdü: “Ümit ederim gençler, Müslümanlar, özellikle Arap ülkelerindeki İslâmi hareketler Amerika’nın bal diye kendilerine sunduğu zehrin farkında olurlar. Sizin önünüzde yalnızca iki yol var: Ya Allah’ın ve Resulü’nün razı olduğu bir hükümet kurun ya da böyle bir hükümeti kurmak için çaba gösterin. Tabii eğer düşman size fırsat verirse… Düşman sürekli sizi bölmek, aranıza ayrılık sokmak ister ve böyle yaparak İslâm’ın toplumu yönetme gücü olmadığını iddia eder.”

Direniş hareketinin art arda gelen operasyonlar sonucunda 2006 yılında zafer kazandığını hatırlatan Şeyh Ubeyd, bu zaferi önce İmam Humeyni’ye, sonra direnişin yetiştirdiği Şehid İmad Muğniye’ye borçlu olduklarını ve gelecekteki nihaî zaferi bu büyük şehidin yetiştirdiği kahramanlar sayesinde kazanacaklarını ifade ederek şunları söyledi:  “Yeni bir savaş olursa bu savaş kader belirleyici olacaktır. Ya İsrail ortadan kalkar ya da biz. Siyonistlerle savaşımız hâlihazırda devam etmektedir. Ama son savaş bizim ya da onların yok olması demektir. Biz Lübnan’da güvenlik içerisinde yaşamak istiyoruz.”

2006 zaferinin Allah’ın bir inayeti olduğunu, bu zaferi, İslâm Cumhuriyeti, onun yüce rehberi İmam Hamanei ve aziz İran halkının desteği sayesinde kazandıklarını dile getiren Şeyh Ubeyd, “Hepiniz zaferimize ortaksınız. Sizler olmasaydınız biz bu noktaya gelmezdik. Direnişi biz gerçekleştirdik ancak zaferi yardımlarınız ve destekleriniz sayesinde kazandık. Dolayısıyla gerçek zafer size aittir” diye konuştu.

Şeyh Abdülkerim Ubeyd konuşmasının sonunda şunları kaydetti “İsrail topraklarımızdan çıkmazsa bir sonraki savaşta güney sınırlarını işgal eder, füzelerimizle İsrail’in kalbini hedef alırız. Bir sonraki savaş İsrail’in varlığını veya yokluğunu belirleyecektir. O zaman hepimiz yalnızca takvalıların sonuca ulaşacaklarını göreceğiz. İsrail yok olmak üzeredir. Nitekim İmam Humeyni ve İmam Hamanei ‘İsrail kanser tümörüdür ve yok edilmelidir. İsrail mutlak şerdir’ buyurmuşlardır. Size söylüyorum: Bir sonraki savaş, kutsal Filistin topraklarının tamamının özgürleşmesine sebep olacaktır.”

 
medyasafak