Azerbaycanlı İslamcı aktivist ve mücahit âlim açlık grevi başlattı

Azerbaycanlı İslamcı aktivist ve mücahit âlim açlık grevi başlattı
Azerbaycan Cumhuriyeti Müslümanlar Birliği Hareketi'nin hapiste bulunan başkanı Hüccetülislam Hac Tali Bâkırzâde, Azerbaycan Cumhuriyeti Organize Suçlar ile Mücadele Teşkilatı soruşturmacılarının Yüce Allah'a yaptığı saygısızlığa itiraz etme amacıyla süresiz açlık grevine başladı.

 

 

Azerbaycan Cumhuriyeti Müslümanlar Birliği Hareketi'nin hapiste bulunan başkanı Hüccetülislam Hac Tali Bâkırzâde, Azerbaycan Cumhuriyeti Organize Suçlar ile Mücadele Teşkilatı soruşturmacılarının Yüce Allah'a yaptığı saygısızlığa itiraz etme amacıyla süresiz açlık grevine başladı. 

 

Azerbaycan Cumhuriyeti İslamcı aktivistlere bağlı haber kaynaklarının verdiği habere göre  Hac Tali Bâkırzâde,  Azerbaycan Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Organize Suçlar ile Mücadele Teşkilatı tutukevindeki İslamcı şahısların sorgusu sırasında dini mukaddesata yapılan saygısızlıkların faillerinin cezalandırılmasını ve yargılanmasını istedi. 

 

Azerbaycanlı din adamı,  bu yaptığını "şehadete dek grev" olarak tanımlayarak “Yüce Allah'a yapılan saygısızlığın faillerinin cezalandırılmaması halinde" grevini şehid oluncaya dek durdurmayacağını belirtti. 

 

Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Direniş yanlısı ünlü eylemcilerinden biri olan  bu devrimci âlimin açlık grevine başlamasının ardından Azerbaycan Cumhuriyeti hapishanelerinde bulunan başka İslamcı gençler de açlık grevine katıldılar. 

 

Bu bağlamda dindar insanları ile bilinen Nardaran köyünden mahpus Cebbar Cebbarov, yine hapiste bulunan dindar gazeteci Polad Aslanov ve Azerbaycan Cumhuriyeti Müslümanlar Birliği Hareketi'ne bağlı mahpus aktivistlerden Abbas Hüseyin, Hac Tali Bakırzâde ile ortak hareket eden dindar mahkûmlar arasında yer aldılar. 

 

Geçtiğimiz günlerde de bu hareket üyelerinden Razı Himmetov'un yargılandığı mahkeme etrafındaki Azeri dindarlardan biri, Bakü polisi tarafından tutuklanmıştı. Bu bağlamda Azerbaycan Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Organize Suçlar ile Mücadele İdaresi-BANDOTDEL'in, insanlık dışı ve vahşi girişimlerde bulunduğu duyuruldu. 

 

Azerbaycan Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Organize Suçlar ile Mücadele İdaresi-BANDOTDEL'in memurları  İslamcıları tutuklarken ve onlara işkence yaparken, Yüce Allah'a bile hakaret etmiş ve bu durum Azerbaycan Cumhuriyeti Müslüman halkının tepkilerine yol açmıştır. 

 

Tutuklanan İslamcılardan olan Mayıl Kerimov şöyle anlatıyor:

 

“Organize Suçlar ile Mücadele İdaresi-BANDOTDEL, iç çamaşırımı bile çıkarttı. Cop ile taciz etmek istediler. Allah'ın adını vererek bunu yapmamalarını istedim. Sürekli küfür edip darp ettiler. Tutuklananlarla empati yapmak adına mahkemelere gitmememiz gerektiğini vurguladılar. Mahkemelere karışmamam şartı ile bana cinsel tacizden vazgeçtiler. Ancak mahkeme civarında seni tekrar yakalarsak, bu kez kurtulamazsın diye beni uyardılar. " 

 

Bu başka tutuklu isim Süleyman Ali Ekberov ise şunları kaydetti:

 

"İşkenceciler ve BANDOTDEL memurları birbirlerine ‘Hacı’ diye sesleniyorlardı. Acaba bizi küçültmek için mi yoksa gerçekten hacı ve namaz kılan şahıslar oldukları için mi böyle diyorlardı bilmiyorum. Bana küfür ettikleri, işkence yaptıkları sırada, siz de Müslüman'sınız, Hz. Ali'nin Şiisi'siniz. Yaptıklarınıza bir bakın! dediğimde ‘Şiilikten falan söz etme! Yalandan kendinize Şii demeyin!’ diye bağırdılar. Allah'ın adını verdiğimde ise birileri Allah'a bile küfrettiler. "

 

Azerbaycan Cumhuriyeti makamları, ülkedeki siyasi yapının laik olduğuna dayanarak, tutukevi memurlarının ve soruşturmacılarının dini mukaddesata hakaretlerini suç saymayıp tepki göstermekten çekinmektedirler. 

 

İkinci Karabağ Savaşı sonrasındaki iki yıl içerisinde   Siyonist Rejim'in müdahalelerinin artması ve Bakü hükümetindeki Vahhabi unsurların aktifleşmesinin ardından Azerbaycan Cumhuriyeti dindar kesimine yönelik baskılar da artmıştır.  Azerbaycan Cumhuriyeti dindar kesimlerinin  Karabağ'ın Ermenistan işgalinden kurtarılması savaşına gönüllü olarak katılmalarına rağmen bu durum inkâr edilmiş ve Siyonist Rejim İkinci Karabağ Savaşı sırasında Azerbaycan Cumhuriyeti ordusuna silah satma bahanesiyle  bu ülkenin askeri ve güvenlik yapılarındaki etkinliğini arttırmaya başlamıştır. Öyle ki bu etkinlik anormal bir şekilde yaygınlaşmış ve Azerbaycan Cumhuriyeti'nde kimliksel ve siyasal krizlere yol açmıştır.

 

 

Medya Şafak