20 Ocak 2014 tarihinde, İsviçre'de Suriye ihtilafı ile ilgili müzakerelerin başlamasından iki gün önce, sansasyonel bir haber televizyonlara ve dünyanın dört bir yanındaki manşetlere yansıdı. Haber, Suriye ordusuna mensup eski bir fotoğrafçının elinde Suriye güvenlik birimleri tarafından 11 bin tutuklunun işkence edilerek öldürüldüğünü belgeleyen 55 bin fotoğraf bulunduğuydu.
17.09.2017
10.08.2017
10.05.2017
2.05.2017
2.09.2016
18.07.2015
2008'de yazılmakla birlikte günümüzdeki hadiseleri anlamada hala çok faydalı olduğuna inandığımız önemli bir analiz daha...
“AB’nin kanlı bir savaştan sonra, tarihin en başarılı barış ve kalkınma projesi olarak ortaya çıktığını hepimiz biliyoruz. Bugün, Ortadoğu için aynı beklentilere sahibiz.” Bir “Ortadoğu Birliği”nin kurulup kurulamayacağını tarihin şu anında belirlemek zordur, ancak Ortadoğu haritasını yeniden çizme sürecinin seyir halinde olduğu kesindir.
Fakat emperyalizmin araçları olarak İslamcılara veya devlete işaret eden Mısırlılar ve Suriyeliler yanılıyor: İmparatorluk oportünisttir. Her ikisinden de fayda sağlamanın yollarını bilir.
Pazar günü İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, farkında olmadan hakikati açığa çıkardı: Irak’taki trajedi (tıpkı Suriye, Libya, Sudan’daki benzer trajediler gibi) İsrail yapımıydı. Bu ülkelerin hepsi, İsrail’in Ortadoğu’yu Balkanlaştırmayı amaçlayan Oded Yinon planının parçası olarak istikrarsızlaştırıldı.
Ve şu anda bu hedefler, Tahran’la “fazla yakın” olan ve 2011’de ABD’nin Irak’ta 30 bin askerini bırakmasına izin verecek Kuvvetlerin Statüsü Anlaşması’nı (SOFA) imzalamayı reddeden Maliki’den kurtulmaktır. SOFA’nın reddedilmesi Maliki’nin yazgısını belirlemiş ve onu ABD'nin düşmanı haline getirmişti.
Direniş ekseninin parçalanması, Ortadoğu’daki ABD politikasını yönlendiren en yüksek önceliktir; ABD ve müttefiklerinin başlangıçta yarattığı ve zaman zaman desteklediği militan köktenci militanların getirdiği varsayılan “tehdit”, olsa olsa bundan sonra düşünülecek bir şeydir.