Murray Bookchin anarşist komünite için aziz gibi bir şeydir. Sosyal ekoloji, özgürlükçü belediyecilik ve komünalizm olarak kavramsallaştırdığı fikirleri, kendisini solcu olarak tanımlayan çok sayıda insan üzerinde kalıcı etki yaratmıştır. Bununla beraber çok da dillendirilmeyen bir şey var ki, o da, Bookchin’in birçok anarşist ve liberteryen sosyalist gibi emperyalizm karşısında hoşgörülü bir mahcubiyet içinde olmasıdır.
Merhum Ahmed Cibril başlangıçta komünist eğilimliydi ve Filistinliler arasında komünizm eğitmeniydi, ancak İran Devrimi ile onun içinde de bir devrim baş gösterdi ve İslam'a döndü. Ben onun bir Şii olduğuna inanıyorum. Arafat'a yakın olduğu anlaşılan bir grup âlime, "Ben Müslüman oldum ama sizin İslam’ınızla değil, İmam Humeyni'nin İslam'ı ile" demişti.
“Uley b. Rebah; imam ve sikadır. Tâbiûnun ileri gelenlerindendir. Ebû Abdurrahmân el-Mukri şöyle der: Ümeyyeoğulları adı Ali olanları öldürmekteydi. Bu durum Rebah’a ulaştırılınca oğlunun ismini değiştirerek ismi tasğir şeklinde ‘Uley’ yaptı. Evet, İmam Ali’nin dostu ve O’nun izinde yürüyenlerin öldürülmesinden değil, ismi Ali olanların öldürülmesinden bahsediyoruz! Bunu Zehebî söylüyor.”
Devrim Muhafızlarını kurma projesinin yazılmasına katkıda bulunmak benim için bir onurdu. Projenin amacı, karşı devrimci darbe girişimleriyle yüzleşmek ve önder kadrosunu korumaktı.
Al-Mayadeen TV’de 31 Aralık gecesi yayımlanan programa canlı bağlantılarla katılan uzmanlar, Şehid Kasım Süleymani’nin Gazze’nin silahlandırılmasındaki rolü, Suriye’nin bu faaliyetlerdeki köprübaşı konumu, Arafat-Hamas ilişkileri gibi bir dizi önemli konuya ışık tutup dikkat çekici ayrıntılar verdiler. İşte öne çıkan bölümler:
Sandalyeye oturduğunda 20 yıldır basına röportaj vermediğini söyledi. Kabaca bir hesaplamayla kendisine Kudüs Ordusu komutanlığının tevdi edilmesinden bu yana… Fakat söyleşinin konusu bu kez Hacı Kasım’ın bize olumlu yanıt vermesine neden oluyor: 33 Gün Savaşı. Konu Hacı Rıdvan’a gelince yavaş yavaş sesinin rengi değişiyor...
Ümmü Seleme’nin huzuruna vardım. Bana ‘‘Aranızda Hz. Resûlullah’a (s.a.a.) sövülmekte midir?’ diye sorunca ben ‘‘Allah’a sığınırız veya Allah bütün kusurlardan münezzehtir.’’ veya buna yakın bir şey söyledim. Bunun üzerine Ümmü Seleme şöyle dedi: ‘‘Resûlullah’ın (s.a.a.) şöyle buyurduğunu işittim: Kim Ali’ye (a.s.) söverse bana sövmüş olur.”